Dadaizm
Tristian Tzara’nın öncülüğünde Zürih’te (1916) bir grup genç tarafından |başlatılmıştır. Akımın oluşmasında Avrupa’yı ve bütün dünyayı sarsan I. Dünya Savaşı etkili olmuştur. Dadaizm, dengesini yitirmiş bir kuşağın isyanını ve ümitsizliğini ifade eden akımdır. Kübizmden yola çıkan bir akımdır. 1923’e kadar devam eder. Sürrealizm akımına zemin hazırlamıştır.
Adını, Romanyalı Tristian Tzara’nın “Larousse” sözlüğünü rastgele açarak bulduğu, çocukların binerek oynadıkları
‘ağaç parçası, tahta at’ anlamına gelen “dada” sözcüğünden alır.
Özellikleri
“Kuralsızlığı” kural edinen bir akımdır. Hiçbir dinî, ahlakî, toplumsal değeri tanımayan ve hepsiyle alay eden bir akımdır. Bütün geleneklere ve edebi akımlara karşı çıkmışlardır.
Daha çok “şiir” türünde etkili olmuş bir akımdır.
Şiiri bütünüyle serbest çağrışımlara dayandırmışlardır.
Şiirde biçime önem vermemişler, her türlü biçimin kullanılabileceğini savunmuşlardır.
Şiir dilini, alışılmış şiir dilinden bütünüyle uzaklaştırmışlardır. Sözcükleri, bilinen anlamlarının dışında kullanmışlardır. Şiirler, adeta rastgele yan yana getirilmiş sözcüklerden oluşur.
Akıldan ve sanatın bütünlüğünü sağlayan ölçülerden uzak durmuşlardır.
Dadaistlere göre, şiir, sözcükleri rastgele bir araya getirmektir.
Temsilcileri
Louis Aragon, Paul Eluard, Tristian Tzara, Francis Picabia
Türk edebiyatında Garipçilerin ve İkinci Yenicilerin dadaizmden etkilendiği söylenebilir.