PROTEİNLER
Proteinlerin yapısında G, H, O, N bulunur. Ayrıca bazı proteinlerin yapısında kükürt de bulunabilir.
2 Amino asidin peptit bağıyla bağlanması sonucunda dipeptitler, 3 Amino asidin birleşmesiyle ise tripeptitler oluşur.
20 çeşit amino asit vardır. İnsanlar, bu amino asitlerden 12 tanesini üretebilirken (glikoz ya da yağ asitlerini amino aside çevirerek) 8 tanesini üretemeyip hazır alırlar. Hazır alınan amino asitlere esansiyel amino asit (temel amino asit) denir. İnsanlar temel amino asitleri sentezleyemezler ama temel amino asit içeren proteinleri sentezleyebilirler.
İnsanlar için yağ asitlerinin de esansiyel çeşitleri vardır.
UNUTMA
İnsanlar için esansiyel olan amino asit, yağ asitleri ve vitaminler, üretici canlılar için esansiyel değildir. Çünkü üreticiler, ihtiyaç duydukları bütün organik besinleri üretirler. Ancak mineraller inorganik olduğu için bütün canlılar için esansiyeldir.
Protein, karbonhidrat ve yağlar birbirlerine dönüşebilirler. Örneğin, glikojen yağa dönüşürken, önce glikojen glikoza kadar sindirilir daha sonra glikozlardan yağ asidi ve gliserol sentezlenir. Yağ asidi ve gliserol kullanılarak yağ
sentezlenir.
Protein Yapılı Moleküller
Enzim, antikor, antijen, hemoglobin, albumin, globulin, fibrinojen, aktin, miyozin, bazı hormonlar (insülin)
Protein eksikliğindeki aksaklıklar:
1. Zeka geriliği
2. Büyüme ve gelişmede anormallikler
3. Bağışıklık sisteminin zayıflaması (antikordan dolayı)
4. Kanın geç pıhtılaşması (fibrinojenden dolayı)
5. Anemi : Kansızlık (hemoglobinden dolayı) (
6. Kas kasılmasında aksaklık (aktin, miyozinden dolayı)
7. Ödem (vücut sıvılarının birikmesi yani şişlik)
8. Yaraların geç iyileşmesi
Aminoasitlerin yan yana gelip oluşturduğu düz zincir halindeki protein yapısına primer yapı denir. Primer haldeki proteinin kendi üzerinde kıvrılıp oluşturduğu sarmal yapıya sekonder yapı denir. Proteinler primer halde işlevsel değildir, sekonder halde işlevseldir. Yüksek sıcaklık proteinlerin sekonder yapısını bozar.
Canlılar dışarıdan aldığı proteinleri doğrudan kendi yapısına katmazlar. Proteinleri sindirip elde ettikleri aminoasitlerden kendi genetik şifrelerine uygun yeni proteinler sentezlerler. Örneğin, yumurtadaki proteini besin yoluyla aldığımızda hiçbir sorun oluşturmazken aynı proteini damar yoluyla aldığımızda alerjik reaksiyonlar ve daha birçok sorun oluşturur. Çünkü besin yoluyla alınan protein sindirilip kana aminoasit olarak geçer ama damar yoluyla verildiğinde, yabancı bir protein vücuda verilmiş olur. Yabancı proteinler bir araya geldiğinde çökelme meydana gelir. Aynı proteinler arasında çökelme olmaz. Dolayısıyla iki canlının kanı karıştırıldığında çökelme çoksa akrabalık dereceleri düşük, çökelme azsa akrabalık dereceleri yüksektir.
Proteinler genetik şifreye göre üretildiğine göre protein yapılı maddeleri bilirsek, hangi maddelerin genetik şifreye göre üretildiğini de bilmiş oluruz. Bir insan çok fazla protein tüketirse, kanındaki ve idrarındaki azotlu boşaltım atıkları artar (amonyak, üre)
Antikor proteini savunmada görevlidir, Hemoglobin kana renk verir. Fibrinojen kanın pıhtılaşmasında görevlidir. Aktin ve miyozin kas kasılmasında görev alır. Bu proteinlerin her biri farklı konularda anlatılacaktır.