16 Mart 1920’de İstanbul’un resmen işgal edilerek Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin dağıtılarak çalışamaz hale getirilmesi üzerine Mustafa Kemal, Temsil Kurulu Başkanı olarak Vali ve Kolordu Komutanlıklarına bir genelge göndererek,
- seçimlerin yapılarak Ankara’da yeni bir meclisin açılacağını,
- Meclis-i Mebusandan kaçabilen milletvekillerinin de bu mecliste yer alacağını
bildirmiştir.
BİLGİ: Mustafa Kemal’in Ankara’da bir meclis açılmasına yönelik bu tutumu,
- ulusal güçleri etkin kılma,
- millet iradesini kurumlaştırma,
- asker sivil ayrımı yapmaksızın birlikte çalışma gereksinimini önemseme
anlayışlarıyla bağdaşır.
TBMM’nin Açılması (23 Nisan 1920)
- İstanbul’un işgalinden sonra Mebuslar Meclisi dağıtılmış, padişah tutsak durumuna düşürülmüştü. (Bu durum, Mustafa Kemal’e ulusal bir meclis toplama fırsatı vermiş ve Mustafa Kemal’in bildirisiyle işgal edilmemiş bölgelerde seçimler yapılmıştır.)
- Seçimler sonrasında yeni seçilen milletvekillerine ek olarak İstanbul’dan gelen 78 milletvekilinin de katılımıyla 23 Nisan 1920’de ilk TBMM açılmıştır.
- Önce en yaşlı üye sıfatıyla Şerif Bey geçici başkanlığa seçilmiş ve daha sonra Mustafa Kemal başkan olarak Seçilmiştir.
Alınan Kararlar
- Hükümetin kurulması kesinlikle gereklidir. (Yürütme işlerinde olası aksaklıkların önlenmesi ve Yeni Türk Devleti’nin kurulması durumunu yansıtır.)
- Geçici bir devlet başkanı tanınması ya da padişah kaymakamı atanması kabul edilemez. (Meclis’in kararlarında bağımsız hareket etmesi amaçlanır.)
- Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir.
- TBMM’nin üzerinde hiçbir güç ve makam yoktur. (İstanbul Hükümeti ve saltanat yok sayılmıştır.)
- Mecliste beliren ulusal iradenin yurdun kaderine el koymasını kabul etmek temel ilkedir.
- TBMM yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplamıştır. Yürütme görevi meclis içinden seçilecek bir heyet tarafından yerine getirilecektir. Meclis başkanı aynı zamanda bu kurulun da başkanıdır. (“Meclis Hükümeti” anlayışına yer verilmiş ve “Cumhuriyet idaresine geçileceği” vurgusu yer almıştır.)
- Padişah ve halife, baskı ve zordan kurtulduğu zaman, Meclis’in düzenleyeceği yasal ilkeler içinde yerini alır. (Padişah ve halifenin geleceğine “meclisin karar vermesi” vurgusu “ulus egemenliğini” açıkça gösteren bir durumdur.)
YENİ TÜRK DEVLETİ’NİN HÜKÜMET MODELLERİ
İlk TBMM Dönemi Meclis Hükümeti Sistemi
- Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır.
- Hükümet üyeleri Meclis milletvekilleri içinden tek tek oy çokluğu esasiyla belirlenir.
- Meclis Hükümeti modeli; hükümet kurma ve hükümet üyeleri arasında uyum sorunlarının yaşanmasına neden olmuştur.
- Cumhuriyetin ilanıyla Meclis Hükümeti sistemine son verilmiştir.
Cumhuriyetin İlanı Sonrası Kabine Sistemi
- Cumhuriyetin ilanıyla kabine sistemine geçilmiştir.
- Meclis başkanı, hükümet başkanı ve Cumhurbaşkanı ayrı ayrı kişilere temsil edilir.
- Hükümet üyeleri hükümeti kuracak Başbakan tarafından belirlenir, Cumhurbaşkanı’nın onayı alınarak Meclisin güvenine sunulur.
- Kabine sisteminde, devlet başkanı ve hükümet üyeleri arasında uyumlu bir çalışma ortamı sağlanarak, yönetimde süreklilik esas alınmıştır.
İlk TBMM’nin Genel Özellikleri
1. Büyük Millet Meclisi’nde asker, sivil, memur, köylü gibi halk kesimlerinden mebusların yer alması ve Meclis-i Mebusan’da yer almış 93 Mebusun da katılması,
- birlik ve beraberliği sağlama,
- ulusal güçleri etkinleştirme,
- vatanın kurtarılmasına öncelik verme
amaçlarıyla ilişkilidir.
UYARI: TBMM’nin bu yönü “Milletin ta kendisidir.” yargısını doğrular.
2. Büyük Millet Meclisi’nde “üyelerini padişahın atadığı Ayan Meclisi’ne” yer verilmemesi, “geçici başkan veya padişah vekili kabul edilemez.” kararına yer verilmesi,
- kararlarında bağımsız hareket etme,
- ulus egemenliğini önemseme
amaçlarıyla açıklanabilir.
3. Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı gün İcra Vekiller Heyeti (Bakanlar Kurulu)’nin, “Halkın konuştuğu kelimelerden bir sözlük oluşturulması” kararına yer vermesi, Misak-ı Milli’yi ilke edinmesi ve 12 Mart 1921’de İstiklal Marşı’nı kabul etmesi,
- ulusalcı nitelikte olma,
- bağımsızlığı önemseme,
anlayışlarıyla bağdaşır.
4. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı idare eden ve uluslararası antlaşmaları onaylayan ilk TBMM, Güçler Birliği’ni kendi uhdesine alarak
- otoritesini kurma ve sürdürme amaçlı önce Kuvayımilliyehin savunma dışındaki yetkilerini sınırlandırma ve daha sonra düzenli ordu kurma kararı alarak Kuvayımilliyeyi sonlandırma,
- en çok savunma alanında harcama yapma,
- askeri zaferlerle siyasi başarılarını taçlandırma,
- sayıca artan milis güçlere karşı mücadele ederek ülkede iş birliği ve güç birliği sağlayacak merkezi devlet yapısını sağlama,
- TBMM’ye karşı İstanbul Hükümeti ve İtilafların kışkırtmaları ile çıkan ayaklanmaları bastırma
tutumlarını önemsemiştir.
Demokratik ve ulusal devlet düzenini önemseyen ilk TBMM,
a) TBMM’ye karşı çıkan ayaklanmaları hukuka dayalı bastırmak ve suçluları yasalara dayalı yargılamak amaçlı 29 Nisan 1920’de Hıyanet-i Vataniye Yasasını, 11 Eylül 1920’de Firariler Kanunu’nu çıkarmış ve 18 Eylül 1920’de İstiklal Mahkemelerini kurmuştur.
b) 1 Nisan 1923’te Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikle (seçmen yaşını 25’ten 18’e çekme, seçmek ve seçilmek için vergi verir olmak şartını kaldırma gibi) halkın devlet yönetimine katılımını artırmayı amaçlamıştır.
Büyük Millet Meclisine Karşı Ayaklanmalar
- İstanbul’un işgalinden sonra sadrazamlığa yeniden getirilen Damat Ferit, Anadolu Hareketi’ni yok etmek İçin her yola başvurmuştur.
- Halkın dini duyguları istismar edilerek bir sonuca gidilmeye çalışılmıştır, Bu amaçla Sadrazam Damat Ferit Paşa, Şeyhülislâm Dürrizâde Abdullah Efendi’nin fetvasıyla Kuvayımilliyecileri vatan haini ilan ettirmiştir. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını kendi mahkemelerinde sözde yargılamalarla 11 Mayıs 1920’de idama mahkum ettirmiştir.
TBMM’ye Karşı Çıkarılan Ayaklanmaların Nedenleri
- İstanbul Hükümeti’nin, işgalcilerin de desteğiyle Anadolu halkını Mustafa Kemal ve arkadaşları aleyhine kışkırtması, “Kemalist direnişçiler” olarak gördükleri Anadolu Hareketi’ne karşı saltanatı ve hilafeti koruma çabası
- İngilizlerin boğazlar bölgesinde kesin egemenlik kurmak ve TBMM’yi dağıtarak Anadolu ile ilgili emellerine daha kolay ulaşmak için ayaklanmaları desteklemesi
- Uzun yıllar boyunca savaşmış olan ve şimdi de TBMM’ce yeniden yetişkin erkeklerin askere çağrılmasına olan tepkilerin artması
- Kuvayımilliye’nin bazı olumsuz davranışları (halktan para ve malzeme toplamak, zorla askere almak vs.)
- Bazı Kuvayımilliye şeflerinin kişisel hırslarını yenemeyerek düzenli ordunun kurulmasına karşı çıkmaları
- Anadolu’da bazı kişilerin otorite boşluğundan yararlanma çabası
- Bağımsız devlet kurmak isteyen azınlıkların harekete geçmeleri
Doğrudan Osmanlı Hükümeti Tarafından Çıkarılan Ayaklanmalar
- Millî Mücadeleye karşı bizzat Osmanlı Hükümeti tarafından çıkartılmış olan ayaklanmalardır.
- Bu ayaklanmalara işgal devletleri de destek vermiştir.
- Anzavur Ayaklanması ve Kuvayıinzibatiye (Halifelik Ordusu) Ayaklanması bu tür ayaklanmalardır.
- Ethem birlikleri ve Ali Fuat Paşa’ya bağlı birlikler ayaklanmaları bastırmışlardır.
BİLGİ: Kuvaa-i İnzibâtiye (Halifelik Ordusu)
- Milli güçleri İstanbul Boğazı’ndan uzak tutmak amaçlanmıştır.
- İstanbul Hükümeti tarafından Halifeliği koruma amaçlı hazırlanan bu ordu Gevye (Adapazarı) dolaylarından Kuvayımilliye birliklerine saldırmışlardır.
- Bu ordunun hareketi, İngilizlerin İstanbul’un doğusunu güvence altına almakla ilgili çıkarlarına alet olmuştur.
- İsyan Ali Fuat Cebesoy tarafından bastırılmıştır.
Osmanlı Hükümeti ve İtilaf Devletlerinin Kışkırtmalarıyla Çıkan Ayaklanmalar
- Osmanlı Hükümeti Millî Mücadele Anadolu halkını kışkırtmıştır.
- İtilaf devletleri ise işgal bölgelerine yerleşmek, Millî Mücadele’yi oyalamak, Boğazlar ve çevresini denetim altında tutmak ve azınlıklardan yararlanmak amacıyla ayaklananları desteklemişlerdir.
- Bu ayaklanmalar içinde, Düzce, Yozgat, Konya, Cemil Çeto, Koçgiri ve Milli Aşireti ayaklanmaları en önemlileridir. Kuvayımilliye birlikleri bu ayaklanmaları bastırmıştır.
BİLGİ: Konya – Bozkır – Çumra Ayaklanmaları
- Yunan, Fransız ve İtalyanlar ile İstanbul Hükümeti’nin gönderdiği kişilerin kışkırtmaları ile çıkmıştır.
- İstanbul’dan Konya’ya gönderilen bazı din adamlarının kışkırtmaları sonucu Konya’da yeni bir ayaklanma çıkmıştır. Bu ayaklanma da bastırılmış fakat bu sefer Delibaş Mehmet adında biri, adamlarıyla hükümet binasını basarak yönetime el koymak istemiştir.
Kuvayımilliye Birliklerinin Ayaklanmaları
- Kuvayımilliye içinde yer alıp işgal devletleriyle ve isyan eden azınlıklarla savaşan ama düzenli orduya katılmak istemeyen birliklerin ayaklanmalarıdır.
- Demirci Mehmet Efe ve Çerkez Ethem en önemlileridir.
- Demirci Mehmet Efe Ayaklanması Refet Bey (Bele), Çerkez Ethem Ayaklanması ise İsmet Bey (İnönü) kuvvetlerince bastırılmıştır.
Azınlıkların Çıkardığı Ayaklanmalar
- Anadolu’nun işgal altında olmasından yararlanmak isteyen Ermeni ve Rumların çıkardığı ayaklanmalardır.
- Güney ve doğu illerinde Ermeniler, Karadeniz Bölgesi’nde de Rumlar ayaklandılar.
- Ermenilere karşı Kâzım Karabekir, Rumlara karşı Nurettin Paşa komutasındaki Türk birlikleri ayaklanmaları bastırmıştır.
Ayaklanmaların Sonuçları
- İsyanların kuvvet yoluyla bastırılması için gerekli girişimlerde bulunulmuştur. Kuvayımilliye birlikleri ile TBMM’nin emrindeki askeri kuvvetler bu ayaklanmaları bastırmak amacıyla kullanılmıştır.
- İşgal güçlerine karşı kullanılmak üzere toplanan silah ve malzemenin önemli bir bölümü bu isyanlarda harcanmış, milletin istiklali için kullanılacak mühimmat ve cephane kardeş kavgasında heba olmuştur.
- Düşmanın ilerleyişi kolaylaşmış ve düşmanın vatandan temizlenmesi gecikmiştir.
- İtilaf devletlerinin ve İstanbul Hükümeti’nin TBMM’yi güçsüzleştirme politikası suya düşmüştür.
- Ayaklanmaları bastıran TBMM’nin gücü ve otoritesi artmıştır.
TBMM’nin Ayaklanmalara Karşı Aldığı Tedbirler
1. İstanbul’daki Şeyhülislamın, Anadolu’daki millicileri hain ilan eden fetvasına karşı; Ankara Müftüsü’ne, karşı bir fetva hazırlatılmıştır. Bu fetvaya Anadolu’daki bir çok din adamı da imza atmıştır. Bu fetva ile yurt savunması için savaşanların asi sayılmayacağı ve Ankara’daki yönetimin dine aykırı olmadığı vurgulanmıştır. (Psikolojik Harbe örnektir.)
2. Damat Ferit, vatan haini kabul edilmiş ve Türk uyruğundan çıkarılmıştır.
3. TBMM’nin ilk yasama örneği olan Hıyanet-i Vataniye Kanunu 29 Nisan 1920’de TBMM’nin otoritesini korumak amacıyla çıkarılmıştır. TBMM’nin varlığına ve otoritesine karşı çıkanları, hukuka dayalı cezalandırmak amaçlanmıştır.
4. Bu kanunun çabuk ve etkili bir biçimde işleyebilmesi için de İstiklal Mahkemeleri 18 Eylül 1920’de kurulmuştur.
- Bu mahkemelerin üyeleri, TBMM tarafından seçilen milletvekillerinden oluşturulmuştur.
- Devlet otoritesini sağlamlaştırmak amacıyla kurulmuştur.
- İsyanların bastırılması amacına yöneliktir.
- Bu mahkemelerin verdikleri hükümler derhal yerine getirilmiş; kararlar ertelenmemiş, temyiz edilememiştir.
- TBMM’nin yargı görevini üstlendiğini gösteren düzenlemedir.
- Kuvayımilliye’nin hukuk dışı yargılamalarına son verilmiştir.
5. TBMM, İstanbul ile tüm resmi haberleşmelere son verilmiştir.
6. Anadolu Ajansı kurulmuş ve Ankara’da çıkan Hakimiyet-i Milliye Gazetesi aracılığıyla Milli Mücadelenin amacını ve haklılığını halka duyurmaya önem verilmiştir.