Biyolojinin Önemi ve Biyolojideki Dönüm Noktalarının İnsan Hayatına Katkıları 9. Sınıf
9. Sınıf Biyolojinin Önemi Ve Biyolojideki Dönüm Noktalarının İnsan Hayatına Katkıları Testleri
Biyolojinin Önemi ve Biyolojideki Dönüm Noktalarının İnsan Hayatına Katkıları Ders Notu
Biyolojinin Tanımı
Biyoloji, canlıların yapısını, işlevlerini ve yaşam döngülerini inceleyen temel bir bilim dalıdır. Bu bilim dalı, canlıların hem kendi içlerinde hem de çevreleriyle olan etkileşimlerini araştırarak, doğanın işleyişini anlamaya çalışır. Biyoloji, yalnızca canlıların yapısını ve fonksiyonlarını incelemekle kalmaz, aynı zamanda bu canlıların çevresel ve ekolojik süreçlere katkılarını da ele alarak, doğanın dengesinin korunmasına yönelik çözümler sunar. Doğa bilimlerinin önemli bir parçası olan biyoloji, yaşamın temel prensiplerini anlamamıza yardımcı olur.
BİYOLOJİNİN ÖNEMİ VE İNSAN HAYATINA KATKILARI
- Gözlem ve deneylere dayalı doğruluğu kanıtlanmış kurallar ile belirlenmiş sistematik bilgilere bilim denir.
- Biyoloji yaşamın ve canlı organizmaların incelenmesine katkıda çalışmalar yapan bilim dalıdır.
- Biyoloji canlıların fiziksel yapılarını moleküler etkileşimlerini, gelişimlerini, birbirleri ve çevreleri ile olan ilişkilerini inceler.
- Biyoloji, tarihi antik çağlardan günümüze dek ulaşan önemli bir süreçtir.
- Türk alimi Akşemseddin (1389-1459), tıp ve bulaşıcı hastalıklar üzerinde önemli çalışmalar yapmıştır. Bilim tarihinde ilk “mikrop ve bulaşma” tezini ortaya atmış ve mikrobu tarif ederek vücuda girdikten sonraki kuluçka ve gelişim dönemlerini açıklamıştır.
- Francesco Redi deneysel biyolojinin kurucusudur. Kurtçukların sinek yumurtalarından geldiğini göstererek spontan nesil teorisini ortaya koymuştur.
- Louis Pasteur kuduz aşısını bulan Fransız mikrobiyologtur.
- Kalıtım biliminin kurucusu olan Johann Gregor Mendel bitkiler üzerinde yaptığı çalışmalarda konusunda bir türün özelliklerinin kalıtım yoluyla sonraki kuşaklara nasıl aktarıldığını bulmuştur.
- Modern aşının tarihi 18. yüzyılda Edward Jenner’in çiçek aşısını bulmasına dayanmaktadır.
- Alexander Fleming, 1928 yılında bir küften (Penicillium notatum) penisilin antibiyotiğini üreterek insanlığa büyük bir hizmette bulunmuştur.
- 1954 yılında James Dewey Watson DNA’nın ikili sarmal yapısını Francis Crick ile beraber bularak Nobel ödülü almışlardır.
- Kathleen Danna ve Daniel Nathans 1971’de yayınladıkları makale ile rekombinant DNA çağının başlangıcını oluşturmuşlardır. Rekombinant DNA teknolojisi doğada kendiliğinden oluşması mümkün olmayan farklı biyolojik türlerden elde edilen DNA moleküllerinin kesilmesi ve bu parçaların birleştirilmesidir.
- Baruch Samuel Blumberg enfeksiyon hastalıklarının kökeni yayılımı ve mekanizmaları konusundaki çalışmaları, Hebatit B virüsü ile ilgili keşifleri nedeniyle 1976 yılında Nobel Fizyoloji ve Tıp ödülünü almıştır.
- Prof. Ian Wilmut’nun 1996’da yetişkin bir koyunun meme hücresinden Dolly isimli bir koyunu kopyalamayı (klonlamayı) başarmıştır.
- Robert G. Edwards ilk tüp bebek olan Louise Brown’un dünyaya gelmesinde yaptığı çalışmalarla etkili olmuştur. In vitro fertilizasyon (doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftlere uygulanan üreme teknolojisi) ile ilgili yaptığı çalışmalarla 2010 yılında Nobel ödülü almıştır.
- Emmanuelle Charpentier DNA zincirlerini kesmeye ve yeniden birleştirmeye olanak sağlayan CRISPR-Cas A+ sistemini (DNA diziliminin değişmesine olanak sağlayan bir sistem) geliştirerek 2020 yılında Nobel ödülü almıştır.
- İnsan genom projesi Ekim 1990’da başlayıp Nisan 2003’te sonlanan uluslararası bir araştırma ekibinin çalışmasıdır. Bu çalışmaların yöneticisi Francis Collins’tir. Bu çalışmada amaç insanların tüm genlerinin haritalandırılması ve anlaşılmasıdır.
- 1984 yılında bilim insanı Kary Mullis, polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yöntemini icat etmiş ve devrim niteliğinde bir çalışma yapmıştır. (PCR yöntemi, DNA’daki dizilim belinin iki segmenti arasındaki bölgeyi enzimatik olarak çoğaltmak için uygulanan tepkimelere verilen ortak isimdir.)
- Katalin Kariko ve Drew Weissman tarafından merkezi biyoteknoloji şirketi Biontech’te Covid 19 aşısının temel aldığı mRNA teknolojisini geliştirmişler ve 2023’te Nobel ödülünü almışlardır. Özlem Türeci ve Uğur Şahin, mRNA teknolojisini kullanarak geliştirdikleri Covid 19 aşısı ile salgının kontrolünde rol oynamışlardır.
- Dünya nüfusunun hızla artışı; gıda, barınma gibi kaynaklardaki hızlı azalma uzay araştırmalarının önemini giderek artırmaktadır.
- Uzay araştırmaları insan sağlığı alanlarında katkıda bulunmaktadır. İnsan fizyolojisinin uzayın Dünya’ya çok farklı koşullara uyumunun sıcak, soğuk, radyasyon ve yerçekiminin olmamasına nasıl tepki verdiğinin anlaşılması da oldukça önemlidir.
- Uzayda oksijen ihtiyacının karşılanmasında MOXIE (maksi) adlı verilen karbondioksiti oksijene dönüştüren bir cihaz kullanılmaktadır. MOXIE cihazı fotosentetik canlılardan ilham alınarak tasarlanmıştır.
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM