Bilim “genel konularla” ilgilenir. Deney ve gözleme, istatistik verilere dayanarak her zaman, her yerde geçerli olan kurallar belirler. Öğretmeyi, bilgilendirmeyi amaçlar. Sanat ise yer ve zamana göre değişen “özel konuları” sezdirici, duyurucu bir tutumla ele alır. Gerçekte, değişen olguların arkasında değişmeden kalan “aşk, ölüm, ayrılık, özlem, yaşama sevinci” gibi evrensel olan değerleri işler. Sanatı yaşatan da bu gibi değişmez, kalıcı değerlere dayanması ve iyiden de öte “güzeli” amaçlamasıdır.
Şimdi, bilim ile sanat arasındaki farklara değinelim:
- Sanat, canlandırma; bilim, açıklamadır. Bu bağlamda bilim bütünüyle gerçek ve nesnel, sanat ise kurgusal ve özneldir.
- Bilim; somut gerçekleri soyut formüller, teoriler, yasalarla anlatmaya çalışır. Sanat ise soyut duygu ve düşünceleri, somut olarak ortaya koyar.
- Bilim adamı doğrulara ulaşmayı amaçlar. Doğaya yönelik çalışmalarını bu doğrultuda yapar. Sanatçı ise, doğadaki varlıklardan etkilenerek bir güzellik ortaya koyar.
- Bilim, genel doğrulara ve sistematik deneylere dayalı zihinsel etkinliklerin tümünü oluşturur. Sanat da insanın bu nesnel gerçeklerle kurduğu estetik ilişkidir.
- Bilim, nesnelerin nedenlerini anlamamızda, sanat ise, onların biçimlerini görmemizde yardımcı olur.
- Bilim geneldir, kişiye göre değişmeyen gerçekleri açıklar. Sanat kişiseldir; bireysel duyguları, hayalleri yansıtır.
- Bilim bedene, sanat ruha hitap eder. İnsan, maddi ihtiyaçlarını giderme sürecinde bilimden daha fazla yararlanır. Ruhsal dünyasındaki bazı arayışlarını ise sanatla karşılar.
- Bilim, beş duyuyla algılanabilen gerçeklere odaklanır. Duygular, hayaller, korkular, inançlar ise sanatın ilgi alanına girer.