Felsefenin en temel kavramlarından biri “bilgi“dir. Peki, bilgi ne demektir? Bilgi kavramıyla ne anlatılmaktadır ya da ne anlaşılmalıdır?
Öncelikle bilgi denilen şey, insana aittir, insan bilgisidir. O halde, bilgi insanın kendi bilgisidir. Böyle bir bilgi de genellikle akılsal ve zihinsel bir etkinlik olarak anlaşılmıştır. Niçin insanın bilgisi ele alınmıştır da başka varlıkların bilgisi dışarıda tutulmuştur? Çünkü bizler önce kendimizin bilgi yetilerini, imkanlarını ve koşullarını incelemeliyiz. Akıl sahibi varlık olarak tanımlanan insan, zihnin veya aklın gücüyle bilgi nesnesinin verilerini kavramsal hale getirerek bilgi elde eder.
Bilgi, insanın bir özelliği olduğuna göre, ancak insanlar bilebilir. O halde, bilgi sahibi olan varlığa “bilen” demek doğru olur. Bilen olduğuna göre bir de “bilinen” olması gerekir. Bilen, bilinen şeye yönelir ve bilgi ortaya çıkar.
Felsefede, bilene “özne” veya “süje“, bilinene ise “nesne” veya “obje” denilmektedir. Bilen varlık olarak özne, bir şeye yönelerek o şeyi kendi bilgi nesnesi yaparak onun ya bir kısmı ya da tamamı hakkında bilgi sahibi olur. O halde, bilgi bir sürecin sonunda oluşan ürüne verilen addır.
Özne ve bilgi nesnesi veya bilen ve bilinen arasındaki ilişki sürecinde ortaya çıkan olguya “bilgi” denir. Başka bir söyleyişle, bilme etkinliği özne (bilen) ve nesne (bilinen) arasında oluşan süreçtir. Böyle bir etkinliğin sonucunda çıkan ürüne de bilgi adı verilir.
Bilgi, özne ve nesne arasında kurulan bağdan oluştuğuna göre, bu bağlar ancak özne tarafından kurulabilir. Çünkü nesneye yönelen ve onu algılayan, anlayan ve açıklayan öznedir. Bu bağlar, bilgi aktları ve bu bilgi aktlarını kuran da etkin öznedir. Nesne (bilinen), öznenin yöneldi pasif konumdaki bir olgu, olay veya varlıktır. Etkin özne, bilinçli ve akıllı varlık olarak ya kendisinin dışındaki bir varlığı bilmek ya da kendisini bilgi nesnesi yaparak kavramak ister. Nesnelere yönelen özne, onlar üzerine düşünerek. bir zihinsel etkinlik gerçekleştirir. Bu etkinlik sonucu kavramlara ve kavramlardan kalkarak önerme ve çıkarımlara varır. İşte, varılan son nokta bilgiyi verir.
“Bilgi aktı“, özneden objeye yönelen bilinç etkinliğidir. Bilinç etkinliği olarak bilgi aktları: algılama, anlama (kavrama) ve açıklama türünde olabilir.
Bilgi, yalnızca duyu verileri ile temellenen algı aktıyla sınırlanamaz. Anlama aktı aracılığıyla özne gerçekte olan varlığı kavrayabilir veya anlayabilir. Anlama aktı, doğruyu bütünüyle kavramayı içerdiğinden, sezgisel ya da zihinsel içerikli olabilir. Açıklama aktı, öznenin nesne hakkında olan bilgileri, nedenleri, gerekçeleri veya kanıtları ile adım adım vermesini sağlar. Açıklama mantıksal bir bilgi türü olup, bir şey hakkında ilk bilgiden kalkarak son bilgiye doğru giden bir sıra içerir.
İnsan, kendi dışındaki varlıkları ve kendini tanımaya ve bilmeye çalışan tek varlık türü olarak, bilgi nesneleriyle farklı tarzlarda ilişkiye girer ve farklı bilgiler elde eder. İlk çocukluk günlerinden beri bilme ve tanıma merakı içinde olduğunu psikoloji ve pedagoji; ilk toplumlardan itibaren çeşitli türde bilgi ürettiklerini tarih, sosyoloji ve antropoloji bilimleri ortaya koymuştur.
Bilinçli ve akıllı varlık olarak insanın en büyük özelliği, nesnelere çok çeşitli türden ilişkilere girerek, tek tür bilgi değil de farklı bilgiler üreten olmasıdır. İnsanlığın geçmişine baktığımızda, nesneleri dinsel veya gündelik bilgi ile kavramaya çalışan insan, günümüzde ise çoğunlukla nesnelere bilimsel açıdan yaklaşmaktadır. Görüldüğü gibi, öznenin nesneye yönelmesinde kullandığı yöntem veya ilişki türü, bilginin ne tür bilgi olduğunu da belirlemektedir.