- Osmanlı Kuruluş Dönemi’nin en önemli gelişmelerinden biri de Rumeli’ye geçiş olmuştur.
- Osmanlılar Rumeli’ye geçmekle; Bitinya Bölgesi’nde sıkışıp kalmaktan kurtulmuş, doğudan gelen Türkmenlere yeni yerleşim alanları açmıştır.
- Osmanlıların Rumeli’ye geçmesi iki aşamada olmuştur. İlk aşamada Karesioğuiları Beyliği alınarak Çanakkale Boğazı’na ulaşılmış, ikinci aşamada Bizans’ın iç ve dış sorunlarına müdahil olunarak Çimpe Kalesi alınmıştır (1353).
Karesioğulları Beyliği’nin Alınması
- Osmanlılar, beyliğin ilk yıllarında Anadolu Türk beylikleri ile iyi geçinme politikası gütmüştür. Ancak Orhan Bey’in 1345’te Karesioğuiları Beyliği’ni Osmanlı topraklarına katması ile bu politika sona ermiştir.
- Karesioğuiları Beyliği’nin alınması ile; Ece Yakup, Gazi Fazıl, Hacı İlbeyi ve Evrenos Bey gibi Karesi komutanlarıyla beyliğin donanması Osmanlı hizmetine girmiştir.
- Osmanlılar, Rumeli’ye akınlar düzenleyen Karesi beylerinin tecrübelerinden faydalanmışlardır. Beyliğin donanması da Osmanlıların Rumeli’ye geçmesinde yarar sağlamıştır.
Rumeli’de Fetihler
- Orhan Gazi, Bizans’ta yaşanan taht kavgalarında kayınpederi olan Kantakouzen’e (Kantakuzen) yardım etmiş ve tahta geçmesini sağlamıştır. Kantakuzen Sırp ve Bulgar saldırılarına karşı da yardım istemiş, bu yardımlara karşılık Gelibolu’daki Çimpe Kalesi’ni Osmanlılara üs olarak vermiştir (1353). Çimpe Kalesi’ni üs olarak kullanan Osmanlılar kısa zamanda Bolayır ve Tekirdağ’a kadar olan bölgeyi ele geçirmiştir.
Osmanlıların Balkanlarda ilerlemesini Kolaylaştıran Etkenler
- Balkanlarda siyasi birliğin olmaması, güçlü bir devletin bulunmaması
- Balkan ulusları arasında siyasi ve dini çekişmeler yaşanması
- Katolik Macarlarla Venediklilerin Ortodoks Balkan uluslarına baskı yaparak mezhep değiştirmeye zorlaması
- Sürekli yaşanan çatışmalar yüzünden Balkanlarda huzur ve güven ortamının kalmaması, halkın fakirleşmesi
Sazlıdere Savaşı (1361) ve Edirne’nin Fethi (1363)
- Şehzade Süleyman Paşa’nın vefatından sonra Rumeli’nin fethi ile görevlendirilen şehzade I. Murad, Edirne üzerine yürümüş, yardıma gelen Bizans kuvvetlerini Sazlıdere Savaşı’nda yenilgiye uğratmıştır.
- 1362’de Orhan Gazi vefat etmiş, yerine geçen I. Murad Rumeli’de fetihleri hızlandırmıştır.
- 1363’te Bizans’ın Balkanlardaki en önemli şehirlerinden olan Edirne fethedilmiştir.
- Edirne Osmanlıların Rumeli’deki fetihleri için üs hâline getirilmiş, daha sonra devletin başkenti olmuştur.
- Osmanlı Devleti, Edirne’nin fethinden sonra Bizans’ın Balkanlarla kara bağlantısını kesmeye yönelik bir politika izlemiştir.
Sırpsındığı (1364) ve Çirmen Savaşları [1371]
- Osmanlıların hızlı ilerleyişinden çekinen Balkan devletleri, papanın da desteğiyle Macar, Bulgar, Sırp, Eflâk ve
Bosnalılardan oluşan bir Haçlı ordusu oluşturmuştur. - Keşif amaçlı bölgeye gönderilen Hacı İlbeyi, 1364’te Sırpsındığı civarında Haçlı ordusunu bir gece baskınıyla bozguna uğratmıştır.
Sırpsındığı Savaşı’nın Önemi ve Sonuçları
- Osmanlı Devleti’nin Haçlılarla yaptığı ilk savaştır.
- Makedonya kapıları Osmanlı Devleti’ne açılmıştır.
- Balkanlardaki Macar hâkimiyeti kırılmıştır.
- Batı yönlü Osmanlı fetih politikası gereği, devletin merkezi Edirne’ye taşınmıştır.
- Sırpsındığı yenilgisini telafi etmek isteyen Sırplarla 1371’den yapılan Çirmen Savaşı’nı Osmanlılar kazanmıştır. Çirmen Savaşı Makedonya’nın fethini kolaylaştırmıştır.
I. Kosova Savaşı (1389)
- Osmanlıların Rumeli’de ilerlemesinden endişeye düşen Balkan devletleri Sırp Kralı Lazar öncülüğünde bir ittifak kurmuştur. Türkleri Balkanlardan atmayı amaçlayan bu ittifaka Sırplar, Bulgarlar, Bosnalılar ve Arnavutlar katılmıştır. I. Murad, Anadolu kuvvetlerinin de katıldığı bir ordu ile Kosova’da Haçlıları ağır bir yenilgiye uğratmıştır.
I. Kosova Savaşı sonunda;
- Balkanlarda fetihler hızlanmış, Türklerin Balkanlardan kolayca atılamayacağı anlaşılmıştır.
- Sırplar yeniden Osmanlı üstünlüğünü kabul etmiş, Kuzey Sırbistan yolu Osmanlılara açılmıştır.
- Tuna’nın güneyinde Osmanlılara karşı koyabilecek önemli bir güç kalmamıştır.
- I. Murad savaş alanında gezerken bir Sırp tarafından (Miloş Obiliç) şehit edilmiştir.
Bilgi: Osmanlı ordusunda ilk top, I. Murad zamanında, sesinden faydalanarak düşmanı korkutmak için I. Kosova Savaşı’nda kullanılmıştır.
İstanbul’un Kuşatılması
Bizanslıların,
- İki ülke arasındaki anlaşmalara uymaması
- Osmanlı şehzadelerini ve Anadolu beyliklerini Osmanlılara karşı kışkırtması
- Karamanoğulları ile Osmanlı aleyhine ittifak yapması
- Haçlı Seferleri’ne neden olması
Yıldırım Bayezid’in İstanbul’u kuşatmasında etkili olmuştur. Yıldırım Bayezid 1391 ve 1395’te İstanbul’u iki kez kuşatmış ancak alamamıştır. Yıldırım Bayezid, Bizans’ın dışardan yardım almasını önlemek için Anadolu Hisarı’nı (Güzelce Hisar) yaptırmış ancak şehrin kuvvetli surlarını aşamamıştır. Kuşatmanın kaldırılmasında Haçlı saldırıları da etkili olmuştur.
Niğbolu Savaşı (1398)
Osmanlı Devleti’nin Balkanlarda ilerlemeye devam etmesi ve İstanbul’u kuşatması üzerine Papa’nın kışkırtması ile Macar kralı Sigismund önderliğinde büyük bir Haçlı ordusu kurulmuştur. Haçlı ordusuna Fransa, Almanya, Macaristan başta olmak üzere Avrupa’nın pek çok ülkesinden asker katılmıştır. Yıldırım Bayezid Niğbolu Kalesi’ni kuşatan Haçlıları 1396’da ağır bir yenilgiye uğratmıştır.
Niğbolu Savaşı sonunda;
- Bulgaristan tamamen Osmanlı Devleti’ne katılmış, Eflak ve Boğdan Osmanlı üstünlüğünü tanımıştır.
- Balkanlarda güvenliği sağlayan Yıldırım, Anadolu’da Türk siyasi birliğini sağlamak için harekete geçmiştir.
- Avrupalılar, yaklaşık yarım asır boyunca Osmanlı Devleti üzerine büyük bir ordu gönderememiştir.
- Osmanlı Devleti’nin İslam dünyasında saygınlığı artmış, Abbasi halifesi Yıldırım Bayezid’e Sultan-ı İklim-i Rum (Anadolu’nun sultanı) unvanını vermiştir.
Bilgi: Abbasi halifesinin Yıldırım Bayezid’e Anadolu’nun sultanı unvanını vermesi, Osmanlı Devleti’nin İslam dünyasında saygınlığını artırmış,
Anadolu’da Türk siyasi birliğini sağlama çalışmalarını kolaylaştırmıştır.
Edirne – Segedin Antlaşması (1444)
- Yıldırım Bayezid’in Ankara Savaşı’nda Timur’a yenilmesi ve ardından Fetret Devri’nde yaşanan taht kavgaları Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki egemenliğini sarsmıştır.
- I. Mehmet (Çelebi) ve II. Murad Balkanlarda Osmanlı hakimiyetini yeniden güçlendirmeye yönelik çalışmalar yapmıştır.
- 1443’te Osmanlı akıncılarının Erdel Voyvodası Hünyadi Yanoş’a yenilmesi, Haçlılarla yapılan savaşlarda bazı yenilgilerin alınması ve Karamanoğullarının Anadolu’da saldırıya geçmesi üzerine II. Murad Macarlarla Edirne – Segedin Antlaşması’nı yapmıştır.
- Bu antlaşma ile Tuna Nehri iki taraf arasında sınır kabul edilmiş, taraflar on yıl birbirlerine saldırmamaya söz vermiştir.
Varna (1444) ve II. Kosova (1448) Savaşları
- II. Murad, Edirne – Segedin Antlaşması’ndan sonra Karamanoğulları üzerine bir sefer düzenlemiş, ardından kendi isteği ile tahttan çekilmiştir. Yerine henüz 12 yaşında bulunan oğlu II. Mehmet hükümdar olmuştur.
- Osmanlı tahtına henüz 12 yaşında birinin geçtiğini öğrenen Haçlılar, Edirne – Segedin Antlaşması’nı bozarak yeniden saldırıya geçmiştir.
- Haçlı tehlikesinin büyüklüğü karşısında devlet adamları II. Murad’ın yeniden tahta geçmesini istemişlerdir.
- 1444’te tekrar tahta geçen II. Murad, Varna Savaşı’nda Haçlıları bozguna uğratmıştır.
- Haçlılar, Varna’daki mağlubiyetin öcünü almak ve Türkleri Balkanlardan atmak için Avrupa’da yeni bir ordu oluşturmuşlardır.
- II. Murad Karamanoğulları ve Sırbistan’dan aldığı yardımcı kuvvetlerle Haçlıları Kosova’da ağır bir yenilgiye uğratmıştır.
II. Kosova Savaşı sonunda;
- Balkanların Türk yurdu olduğu Avrupalı devletler tarafından kesin olarak kabullenilmiştir.
- Haçlılar uzun yıllar Osmanlı Devleti’ne saldırmaya cesaret edememişler ve Türklerin Avrupa’daki hakimiyet alanları sürekli genişlemiştir.
- Haçlılar savunmaya çekilirken, Osmanlılar Balkanlarda taarruza geçmişlerdir.
Balkanların Türkleştirilmesi
- Osmanlı Devleti, Rumeli’de fethedilen yerleri elde tutmak için bölgede iskân politikasını esas almıştır.
- Gaziler, aşiret reisleri ve mensupları, akıncı beyleri, dervişler ve tımarlı sipahiler iskâna öncülük etmiştir.
- Anadolu’nun dinî ve iktisadi hayatında önemli yer tutan Gaziyân- ı Rûm, Ahiyân-ı Rûm, Abdalân-ı Rûm ve Bâcıyân-ı Rûm gibi zümreler, gönüllü olarak bölgenin İslamlaşmasını ve imarını sağlamıştır.
- Fethedilen bölgelere yerleşen dervişler, gayrimüslim halkı etkilemişler, halkı psikolojik olarak fethe hazır hâle getirmişlerdir.
- Denıişler, boş topraklar üzerinde kurdukları tekke ve zaviyelerle Anadolu’dan gelen nüfus kitlelerinin sevk ve iskânını da organize etmişlerdir.
- Osmanlı Devleti dervişlere, geçimleri için bazı imtiyazlar vermiştir. Ayrıca devlet, aşiretlere iskânı yaydıkları bölgelere, kendi adlarını verme hakkı tanımıştır.
- İskân edilen Türkmenler; han, hamam, köprü, medrese, zaviye, imaret, tekke, cami ve mescit gibi eserler inşa ederek Balkanları bir Türk yurdu hâline getirmiştir.