ATIK TÜRLERİ ve ÇEVREYE ETKİLERİ
Sanayi Devrimi’nden sonra hızla artan endüstriyel yapılar, hızlı nüfus artışı, bilim ve teknolojideki gelişmelere bağlı olarak ham madde kullanımının ve sanayi üretiminin artması, tıbbi araç gereç ve ilaçların artması, fazla üretme ve fazla tüketme hırsı gibi bir çok faktör çevreye bırakılan atıkların oranını artırmıştır. Böylece doğal denge giderek bozulmuştur. Katı, sıvı ve gaz şeklinde olmak üzere üç çeşit atık bulunmaktadır.
1- Katı Atıklar
Dünya genelinde atıkların büyük bir kısmını ambalajlar oluşturur. Plastik, cam, kağıt, çinko alüminyum ve demir gibi maddelerden yapılan eşyaların atıkları; deri ve tekstil maddelerinin atıkları, evsel atıklar, kül, taş, moloz gibi atıklar katı atıklar arasında yer alır.
Günlük yaşamımızda kullandığımız eşyalar ve tüketilen gıdalar çöp sorununun oluşmasına neden olmuştur. Çöpler yerleşim alanlarında karşılaşılan en önemli çevre sorunlarından biridir. Bu çöplerin miktarı ve özellikleri yerleşim biriminin sosyoekonomik seviyesi, beslenme alışkanlıkları, kullanılan yakıtın cinsi gibi faktörlere bağlı olarak değişir.
Çöplerin çevreye zarar vermeden yok edilmesinin maliyeti oldukça yüksektir. Bu çöplerin gelişigüzel on kenarlarına ve tarlalara dökülmesi toprak kayıplarına neden olmaktadır. Ayrıca yeraltı ve yer üstü sularını kirletmekle, görüntü kirli ine, kötü kokuların oluşmasına, haşerelerin oluşmasına ve bazı salgın hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
Atıkların insan sağlığını tehdit etmemesi için yerleşim birimlerinin uzağına düzenli bir şekilde depolanmalıdır. Bu depolama görüntü kirliliği ve kokuyu ortadan kaldırmasına rağmen depolarda gaz birikmeleri ve patlamalar meydana gelmektedir.
Katı atıkların doğada ne kadar kalabileceği, ne kadar zamanla ayrışıp yok olacağı atığın niteliğine bağlıdır.
2- Sıvı Atıklar
Sıvı atıkların başında kanalizasyonlar gelmektedir. Ayrıca endüstride kullanılan yıkama, buharlaştırma ve soğutma amacıyla kullanılıp doğaya bırakılan su da sıvı atıkları oluşturur.
Sıvı atıklar genelde göl, deniz ve okyanuslara boşalmakta olup buralardaki ekosistemlere zarar vermektedir.
Sıvı atıkların sularda oluşturduğu kirlilik ve etkilerini şöyle sıralayabiliriz:
– Fiziksel kirlilik
- Suyun sıcaklık, tat, koku gibi özellikleri değişir.
- Çevreye bırakılan yüksek sıcaklıktaki fabrika suları karıştığı nehirlerin sıcaklığı artırır. Yüksek sıcaklıkta sudaki oksijenin miktarı azalır. Buna bağlı olarak ekolojik denge bozulur.
– Kimyasal kirlilik
- Kurşun, cıva gibi ağır metaller suda birikir.
- Organik ve inorganik maddeler suda birikir.
– Biyolojik kirlilik
- Organik atıkların etkisiyle su kaynaklarında üreyen bakteriler, algler ortamdaki oksijeni tüketir.
- Suların kirlenmesinde kanalizasyon atıklarının önemi büyüktür. Termik ve nükleer santrallerden çıkan sular, fabrikalar, kimyasal ilaç atıkları, petrol atıkları vb… suları kirleten diğer faktörlerdir.
3- Gaz Atıklar
Gaz atıkları, nükleer ve termik santrallerden, endüstri kuruluşlarından, fosil yakıt kullanımından, araçlardan, yangınlardan ve çöp depolama alanlarından kaynaklanmaktadır. Gaz atıklarının başlıca etkileri şunlardır:
- Hava kirliliği
- Küresel ısınma
- Yer altı su kirliliği
- İstenmeyen kokular
- Bitki örtüsü ve çeşitli canlılara verdiği zararlar
- Yangınlar ve patlamalar
- Alınacak önlemlerle atıkların zararları en aza indirilebilir. Çevreye olan zararı önlenebilir.
Kullanma süresi dolan ve yaşanılan veya kullanılan ortamın dışına atılan her türlü maddeye atık denir. Atıkların bir kısmı kısa süre içerisinde ekosistem tarafından parçalanarak tekrar doğaya dönmektedir. Bir kısmı ise yüzlerce yıl doğada kalarak ekosisteme zarar vermektedir. Özellikle bazı sentetik maddeleri kısa sürede doğa yok edememektedir.