I. Meclis ve II. Meclis
“23 Nisan 1920’de kurulan TBMM (Görsel 4.1), güç şartlar altında hem millet egemenliğini sağlamış hem de Milli Mücadeleyi yönetmiştir. Ancak büyük işler başaran bu meclis artık yıpranmıştı ve meclisin yenilenmesi gerekiyordu. Milli Mücadele’nin başlarında milli birliği bozacağı endişesiyle her türlü particilik faaliyetinden uzak durulması kararlaştırılmıştı. Herkesin ortak amacı düşmanı yurttan atmak ve yurtta bağımsızlığı sağlamaktı. 23 Nisan 1920-1 Nisan 1923 tarihleri arasında görev yapan I. Meclis’te toplumun her kesiminden, değişik görüşlere sahip milletvekilleri bulunuyordu. Fakat yaşanan bazı gelişmeler farklı görüşlerdeki milletvekillerinin gruplaşmalarına neden olmuştu.
Mecliste gruplaşmaların ortaya çıkması üzerine Mustafa Kemal Paşa kendine yakın milletvekilleriyle birlikte Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu kurdu. Bu gruba I. Grup denildi. Diğer görüşteki milletvekillerinin oluşturduğu gruba da II. Grup adı verildi.
Milli Mücadele Dönemi’nde Meclis’te yaşanan fikir ayrılıkları büyük zaferin kazanılmasından ardından, özellikle saltanatın kaldırılmasından sonra, daha da artmıştı. Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele sürecinde yıpranan Meclis’in yenilenmesi gerektiğini, milli mücadelenin artık sona erdiğini, dolayısıyla yeni bir devletin inşası gerektiğini dile getirmekteydi. Ancak II. Grup milletvekilleri, Meclis’in görevini henüz tamamlamadığını ve mevcut meclisin çalışmalarını sürdürmesi gerektiğini savunmaktaydı. Yaşanan bu gelişmeler sonucunda TBMM, 1 Nisan 1923’te seçimlerin yenilenmesine karar verdi.”
“1923’te yapılan seçimlerde II. Grup ciddi bir varlık gösteremedi ve çoğunluğu, Mustafa Kemal’in kurduğu I. Grup (Halk Fırkası) elde etti. 11 Ağustos 1923’te toplanan II. Meclis’in ilk faaliyetlerinden biri, 23 Ağustos 1923’te Lozan Barış Antlaşması’nı onaylamak oldu.
Lozan Barış Antlaşması’nın TBMM’de onaylanmasından sonra altı hafta içinde İtilaf Devletleri askerlerinin Boğazlardan ve İstanbul’dan çekilmesi kararı gereğince 6 Ekim 1923’te işgal kuvvetleri İstanbul’u terk etti. Böylece 13 Kasım 1918’de fiilen işgale uğrayan İstanbul, 6 Ekim 1923’te düşman işgalinden kurtarıldı.”
Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri ve Karşılaşılan Tepkiler
Demokrasi İle Yönetimi Esas Alan Türkiye Cumhuriyeti;
- farklı görüş ve isteklerin yönetime yansımasını sağlamak,
- iktidarı denetleyen ve halka hizmet yarışında iktidarı zorlayan muhalefet partilerine olanak sağlamak,
- yönetilenlerin tümünün temsiline ortam hazırlamak,
- çağcıllık ve çoğulculuk esaslı özgür ve demokratik bir ülke oluşturmak, amaçlarıyla 9 Eylül 1923’te kurulan ve iktidarda olan Cumhuriyet Halk Fırkası’nın yanında başka siyasi partilerin kurulmasını önemsemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nde İlk Siyasi Partiler
Cumhuriyet Halk Fırkası
- Genel başkanı Mustafa Kemal’dir. 9 Eylül 1923’te kurulmuştur.
- Halkın istek ve görüşlerinin meclise daha kolay yansımasını sağlama, İnkılapları yapacak ve halka benimsetecek kadroları yetiştirme, demokrasiyi tüm kurum ve kuruluşlarıyla İşletme gibi düşüncelerle kurulmuştur.
- Halk Fırkası; 1924’te Cumhuriyet Halk Fırkası, 1935’te Cumhuriyet Halk Partisi adını almıştır.
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
- Genel başkanı Kâzım Karabekir’dir. 17 Kasım 1924’te kurulan parti 5 Haziran 1925’e kadar faaliyet göstermiştir.
- Bu partinin kurulmasında Mustafa Kemal Paşa ile arkadaşları arasında meydana gelen görüş ayrılıkları etkili olmuştur.
- Şeyh Sait Ayaklanmasıyla ilgisi olduğu gerekçesiyle 5 Haziran 1925’te kapatılmıştır.
Serbest Cumhuriyet Fırkası
- Genel başkanı Fethi Okyar’dır.
- 1929’da dünya ekonomik krizi sırasında mevcut hükümetin uygulamalarına seçenek olacak yeni görüşler üretmek, mevcut hükümeti denetlemek, halkın istek ve görüşlerini yönetimde yansıtmak amacıyla kurulmuştur (1930).
- Fetih Bey, Cumhuriyet yönetimi karşıtlarının katılmasından endişe ettiği partisini 18 Aralık 1930’da kapatmıştır.
Laik Devlet Düzenine ve Rejime Karşı Tepkiler
I. Şeyh Sait İsyanı (13 Şubat 1925)
- 17 Kasım 1924’te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın, “Halkın dinine saygılı olma” paralelinde parti programına yer vermesini fırsat bilen çevrelerin, “dini duyarlılık” üzerinden halkın galeyana getirilmesini amaçladıkları isyandır.
- Misak-ı Milli sınırları içinde yer alan Musul üzerinde çıkarları olan İngiltere’nin, halkın dini duygularını casusluk faaliyetleri ile kışkırtması ve dini duyarlılığı yüksek olan halkın kışkırtılması sonucu çıkan isyandır.
13 Şubat 1925’te Elazığ’ın Eğil Bucağı köyünde çıkan isyan Elazığ, Bitlis ve Muş’a kadar yayılmıştır. İsyancılar Erzurum ve Diyarbakır’a kadar olan bölgede etkilerini giderek artırmış ve isyanı bastırmakta çaresiz kalan Fethi Bey Hükümeti istifa etmiştir.
İsmet Paşa tarafından yeni kurulan hükümet,
- ordu unsurlarını isyancılar üzerine gönderme,
- sıkıyönetim ilan etme,
- 4 Mart 1925’te “Takrir-i Sükun Yasasını” çıkarma tutumlarıyla huzuru sağlamaya çalışmıştır.
- 15 Nisan 1925’te isyan bastırılmış, isyanla ilişkili olduğu düşünülen Terakkiperver Partisi 5 Haziran 1925’te kapatılmış, Terakkiperver Fırkası üyelerinden bazıları ömür boyu siyasetten men edilmiştir.
BİLGİ: Şeyh Sait İsyanı, Musul’un Misak-ı Milli doğrultusunda çözülememesine neden olmuştur.
II. Mustafa Kemal Paşa’ya Suikast Teşebbüsü (16 Haziran 1926)
- Ziya Hurşit, Laz İsmail, Gürcü Yusuf ve Çopur Hilmi gibi bir grubun yapacağı suikast sonrası Giritli Şevki de onları motorla Sakız Adası’na kaçırmayı planlanmıştır.
- Mustafa Kemal’in İzmir’e geliş gününün bir gün gecikmesi ve Giritli Şevki’nin vazgeçmesi suikast girişimini sonuçsuz bırakmıştır.
- İstiklâl Mahkemelerinde suçlu görülenler cezalandırılmıştır.
III. Kubilay (Menemen) Olayı (23 Aralık 1930)
- 23 Aralık 1930’da Derviş Mehmet öncülüğünde, halkın dini duygularını kullanılarak laik düzene ve yapılan inkılaplara tepki olarak çıkan isyandır.
- Öğretmen Asteğmen Kubilay ve iki bekçi Menemen’de isyancılar tarafından öldürülmüştür.
- Devlet isyanı kısa sürede bastırmıştır.
BİLGİ: TBMM’ye karşı çıkarılan isyanları bastırmak için 18 Eylül 1920’de kurulan İstiklal Mahkemeleri; rejim karşıtı isyan olarak görülen Şeyh Sait İsyanına karışanları cezalandırmak amacıyla yeniden işlerlik kazanmıştır.