Anonim Halk Edebiyatı 10. Sınıf
ANONİM HALK EDEBİYATI
- Şiir ağırlıklı bir edebiyattır.
- Söyleyeni belli olmayan, halkın ortak malı olan ürünlerden oluşur.
- Ölçü olarak sadece hece ölçüsü kullanılmıştır.
- Nazım birimi olarak dörtlük kullanılmıştır, üçlük ve beşlikler de az da olsa kullanılmıştır.
- Sade, açık ve anlaşılır halk dili kullanılmıştır.
- Genellikle yarım ve cinaslı uyaklar kullanılmıştır.
- Ürünler, toplumun yaşayışını yansıtır.
- Toplumsal konuların yanında aşk, ayrılık, gurbet, ölüm gibi konular da işlenmiştir.
- Hem şiir hem de nesir biçimindeki türler kullanılmıştır.
- Türkü, mani, ninni, ağıt şiir alanındaki türlerdir.
- Tekerleme, bilmece hem şiir hem nesir şeklinde olabilen türlerdir.
- Halk hikâyesi, efsane, masal, gölge oyunu (karagöz), orta oyunu, meddah nesir alanındaki türlerdir.
Türkü
- ‘Türk” sözcüğünün sonuna nispet eki ″i″ eklenerek türetilen “türkü” sözcüğü, “Türk’e ilişkin, Türk’e mensup, Türk’e özgü” anlamlarına gelir.
- İlk düzenleyicisi bilinmeyen, halkın sözlü geleneğinde oluşup gelişen, çağdan çağa ve yerden yere içeriğinde olsun, biçiminde olsun değişikliklere uğrayabilen ve her zaman bir ezgiyle söylenen şiirlerdir.
- Türküler anonimdir ancak söyleyeni belli, kişisel halk şiiri biçimleri arasına giren türküler de vardır.
- Sevgi, ayrılık, kahramanlık, ölüm, kıtlık, deprem gibi kişisel ya da toplumsal konular işlenir.
- Türküyü diğer halk edebiyatı şiirlerinden ayıran en önemli özelliği ezgisidir.
- Kimi zaman bir saz şairinin söylediği bir parça da sonradan türkü haline gelebilir.
- Türküler hece ölçüsünün genellikle yedili, sekizli ve on birli kalıplarıyla söylenir.
- Türkü bentleri, yapı ve sözleri bakımından iki bölümden oluşur. Birinci bölüm türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bölümdür ki “bent” adı verilir. İkinci bölüm ise her bendin sonunda yinelenen nakarattır. Bu bölüme “bağlama” (bağlantı) ya da “kavuştak” denir. Bentler ve kavuştaklar kendi aralarında uyaklanırlar.
- Kafiye düzeni genellikle aaaBB / bbbBB / cccBB… biçimindedir.
Türküler yapıları, ezgileri ve konularına göre şöyle sınıflandırılabilir:
a) Yapılarına Göre Türküler: Bentleri mani dörtlükleriyle kurulan türküler (mani dörtlükleriyle kurulan kavuştaksız türküler, kavuştakları mani biçiminde olan türküler, kavuştakları bir dize olan türküler, kavuştakları iki dize olan türküler, kavuştakları üç dize olan türküler, kavuştakları dört dize olan türküler), bentleri beyitlerle kurulan türküler (beyitlerle kurulan kavuştaksız türküler, kavuştakları bir dize olan türküler, kavuştakları iki dize olan türküler, kavuştakları üç dize olan türküler, kavuştakları dört dize olan türküler)
b) Ezgilerine Göre Türküler: Divan Bozlak, koşma, hoyrat, kayabaşı, uzun havalar, kırık havalar…
c) Konularına Göre Türküler: Türküler konu olarak ı’deprem, ölüm, kıtlık, kahramanlık, sevgi, ayrılık” gibi konuları işler. Konu bakımından türkü çeşitleri şunlardır: ninniler, çocuk türküleri, doğa türküleri, aşk türküleri, kahramanlık ve askerlik türküleri, tören türküleri, iş türküleri, karşılıklı türküleri, ölüm türküleri (ağıtlar), oyun türküleri…
Mani:
- Mani sözcüğünün kaynağı hakkında türlü görüşler ileri sürülmüştür. Kimi araştırmacılar mani sözcüğünün Arapça “mana” sözcüğünden bozulma olduğunu, kimileri ise maninin Türkçe kökenli olduğu görüşünü savunmuştur.
- Tek dörtlükten oluşan ve kendine özgü bir ezgi ile söylenen şiirlerdir.
- Birinci, ikinci ve dördüncü dizeler uyaklı, üçüncü dize serbesttir, uyak düzeni şöyledir: aaxa. Farklı biçimlerde de kafiyeli olan maniler vardır.
- Yedili hece ölçüsüyle söylenir.
- Manilerin ilk iki dizesi, uyağı doldurmak ya da temel düşünceye bir giriş yapmak için söylenir. Genellikle asıl söylenmek istenen düşünceyle anlam yönünden ilgisi pek yokmuş gibi görünse de konuya bağlı olarak yorumlanabilir. Üçüncü dizenin serbest olması mani söyleyene kolaylık sağlar. Temel duygu ve düşünce son dizede ortaya çıkar.
- Manilerin başlıca konusu aşk olmakla birlikte, her türlü konuda işlenebilir.
- ‘Halk arasında mani söylemek için, “mani yakmak”, “mani düzmek”, “mani atmak” gibi deyimler kullanılır. Mani söyleyenlere de “manici , mani yakıcı, “mani düzücü” denir. Özellikle Anadolu’da kızlar ve kadınlar arasında mani söyleme geleneği çok yaygındır.
- Maniler, kendilerine özgü bir ezgi ile bestelenerek okunur.
Konu Bakımından Maniler
a) Ramazan, bekçi ve davulcu manileri,
b) Semai kahvelerinde söylenen maniler (İstanbul manileri),
c) Mektup manileri,
d) Düğün manileri,
e) Niyet manileri,
f) Gurbet manileri,
g) Beddua manileri,
h) Asker manileri,
i) Giyim ve kuşam manileri,
j) Gün ve mevsimlerle ilgili maniler,
k) Şehirler için söylenen maniler,
l) Gözle ilgili maniler,
m) Kahve manileri,
n) Tabiat olaylarla ilgili maniler…
Yapı Bakımından Mani Çeşitleri
a) Düz ya da Tam Mani: Yedişer heceli dört dizeden oluşan manilere düz ya da tam mani denir.
Dağlar başın kar aldı
Gül etrafın hâr aldı
Ecele borçlu kaldım
Bir canım var yâr aldı
Şu dağlar olmasaydı
Çiçeği solmasaydı
Ölüm Allah’ın emri,
Ayrılık olmasaydı
b) Kesik ya da Cinaslı Mani: Birinci dizesinin hece sayısı yediden az olan manilerdir. Dizeleri cinaslı uyaklarla kurulur. Bundan dolayı böyle manilere “cinaslı mani” de denir. Birinci dize cinaslı uyağı oluşturan sözcüktür. Cinaslı manilerin çoğu İstanbul manileridir.
Böyle bağlar
Yar başın böyle bağlar
Gül açmaz bülbül ötmez
Yıkılsın böyle bağlar
Bağ bana
Bahçe sana bağ bana
Değme zincir kar etmez
Zülfün teli bağ bana
c) Yedekli ya da Artık Mani: Düz manilerin sonuna uyakları aynı olan bir veya birkaç dize daha getirilerek yapılan manilerdir. Bunların kesik maniden ayrılan yönü uyakların cinaslı olmayışı ve ilk dizelerin bir anlam taşımalarıdır.
Derdim var beller gibi
Söylemem eller gibi
Kalbimin hüzünü var
Yıkılmış eller gibi
Gözlerimden yaş akar
Bulunmuş seller gibi
Ağlarım çağlar gibi
Derdim var dağlar gibi
Ciğerden yareliyim
Gülerim sağlar gibi
Her gelen bir gül ister
Sahipsiz bağlar gibi
d) Karşılıklı Mani (Karşı beri / Deyiş): İki kişinin karşılıklı olarak söyledikleri manilere deyiş adı verilir. Bunlar sorulu cevaplı biçimde düzenlenir. Bir çeşit sazsız atışmadır. Böyle manilerde kimi zaman maninin kimin ağzından söylendiği belirtilir:
Ağa:
Adilem sen na-çarsın
inci mercan saçarsın
Dünya deniz olunca
Gönlüm nere kaçarsın
Adile:
Ağam derim na-çarım
İnci mercan saçarım
Dünya deniz olunca
Ben kuş olup uçarım