ANLAMINA GÖRE CÜMLELER
1. Olumlu Cümle
- Cümlede olumluluk, yargının gerçekleşmesi anlamındadır.
- Fiil yargısında olumluluk, yüklemle dile getirilen kılış, durum yada oluşun yapıldığını /yapılacağını anlatır.
- İsim cümlelerinde olumluluk, bir nesnenin ne olduğunun ya da var olduğunun belirtilmesi anlamındadır.
- Olumlu cümlelerin yükleminde olumsuzluk bildiren “-ma, —me, -maz, -mez, —sız, -siz, değil, yok” bulunmaz.
Olumlu cümlelerde sözcüğün duygusal anlamda bizim için olumsuz olması önemli değildir, önemli olan yargının gerçekleşip gerçekleşmediğidir “Öldük ölümden bir şeyler umarak. ” cümlesinin yüklemi ‘öldük’ sözcüğü duygusal açıdan olumsuzdur ancak yargı gerçekleştiği için cümle “olumlu” bir cümledir.
Aşağıda verilen cümleler olumlu cümledir:
- Herkes için en anlaşılır dil anadilidir.
- Altın sarısı saçları, deniz mavisi gözleri vardı.
- Çiçek açmayı deniyordu erik ağacı.
- Gözlerim yollarda kaldı kaç bahar.
2. Olumsuz Cümle
- Cümlede olumsuzluk yargının gerçekleşmemesi anlamındadır.
- Eylem cümlelerinde olumsuzluk; kılış, durum ya da oluşun yapılmaması / gerçekleşmemesi anlamındadır; ad cümlelerinde ise nesnenin var olmadığı / bulunmadığı anlamındadır.
- Cümlede olumsuzluk çeşitli ek ya da sözcüklerle yapılır:
a) “—ma, -me, -maz, —mez, -sız, -siz” olumsuzluk ekleriyle
b) “yok, değil” sözcükleriyle - Fiilimsilerin yüklem olduğu cümlelerin olumsuzu “değil” sözcüğü ile yapılır: Yaşamak, her zorluğa direnmektir. (direnmek değildir)
Aşağıda verilen cümleler olumsuz cümledir:
- Sensizim, hiçbir mutluluk paklamıyor beni.
- Aramazdık mehtabı yüzün parlarken.
- Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel olduğunu.
- Bana hiç söylemedi yaşamanın güzel olduğunu.
- Uğraşma boşuna şiir yazamazsın.
- Benim bildiğim Atatürk alçıya, mermere sığmaz.
Biçimce Olumlu Anlamca Olumsuz Cümleler
Yükleminde olumsuzluk eki ya da olumsuzluk bildiren “yok” ve “değil” sözcükleri bulunmayan, ancak anlamında olumsuzluk anlamı taşıyan cümlelerdir.
“Sanki”, “gel de”, “ne… ne” gibi ifadeler biçimce olumlu, anlamca olumsuz cümle oluşturur.
“Ne seni ne de onu tanıyorum” cümlesinde olumsuzluk bildiren ek ya da sözcük yok. Ancak “ne… ne” bağlacı yüklemi olumsuzlaştırmış. Yüklem olan “tanıyorum” sözcüğü biçimce olumlu olsa da “tanımıyorum” anlamında olumsuz olarak kullanılmıştır.
Ne yanar kimse bana ateş—i dilden özge
Ne açar kimse kapım bad-ı sabadan gayrı
Yukarıdaki dizelerde “yanar” ve “açar” fiilleri herhangi bir olumsuzluk eki almadıkları halde “yanmaz” ve “açmaz anlamında kullanılmışlardır, dolayısıyla cümle “biçimce olumlu anlamca olumsuz cümle” örneğidir.
Aşağıda verilen cümleler biçimce olumlu, anlamca olumsuz cümle örneğidir.
- Ne şair yaş döker ne âşık ağlar.
- Atla da göreyim seni buradan.
- Gittiğinden beri ne aradı ne de sordu.
- Gel de inan böyle insanların söylediklerine.
- Sanki sen beni çok iyi anladın.
- Hülyası kalmayınca hayatın ne zevki var?
- Ne şiir okur ne de film izler.
- Gel de bu konuda Ahmet’e laf anlat.
- Siz neler çektiğimi nereden bileceksiniz?
Biçimce Olumsuz Anlamca Olumlu Cümle
- “Biçimce olumsuz anlamca olumlu” matematikteki eksi (-) ile eksinin (—) çarpımına benzetilebilir: Nasıl ki eksi ile eksinin çar mı eksi artı (+) bir değer oluşturuyorsa yüklemde iki olumsuzluk ögesinin karşılaşması da -dil bilgisel bakımdan- olumlu değer ortaya koyar.
- “Bu adam görgüsüz değil.” cümlesinde “görgüsüz değil” ifadesi “görgülü” anlamında kullanılarak biçimce olumsuz anlamca olumlu cümle oluşturulmuş.
Bir alev halinde düştün elime
Hani ey gözyaşım akmayacaktın?
Yukarıdaki dizelerde “akmayacaktın” fiili “-ma” olumsuzluk ekini almış fakat “aktın” anlamında kullanılmış, dolayısıyla cümle biçimce olumsuz anlamca olumlu cümle örneğidir.
Cümle türlerinde anlam ve biçim açısından cümleyi değerlendirirken duygusal yaklaşmamalıyız. Kısacası; ”kazada adam öldü ifadesi” biçim ve anlamca olumlu. Bizim için önemli olan eylemin gerçekleşip gerçekleşmemesidir. Kazada ölen adam bir hırsız da olabilir, çok iyi bir insan da olabilir.
Aşağıda verilen cümleler biçimce olumsuz, anlamca olumlu cümle örneğidir.
- Bizim ülkemizde şiir meraklıları yok değil.
- İnsan böyle bir yeri gezmez mi?
- Yeni açılan alışveriş merkezinde yok yok.
- Kim güzel vatanını sevmez ki?
- Matematik sorularını anlamamış değilim.
- Ben de seni sevmiyor değilim.
- Sanki bunları yapan sen değilsin.
- Sanki sen sınavda çok başarılı oldun.
3. Soru Cümlesi
Soru cümleleri kendi arasında ikiye ayrılır:
a) Gerçek Soru Cümlesi
- Cevap gerektiren soru cümlelerine “gerçek soru cümlesi” adı verilir.
- Gerçek soru cümlelerinde soru anlamı soru eki “mi” veya soru sözcükleriyle sağlanır.
- “Ağız dil vermeyen köylüler / Odun mu, tuz mu, hasta mı götürürler?” dizelerindeki soru cevap gerektirdiği için cümle gerçek soru cümlesidir.
Aşağıda verilen cümleler gerçek soru cümlesidir.
- Sınavda kaç dil bilgisi sorusu çıktı?
- Yaşar Kemal’in hangi kitabını okudunuz?
- Bütün ağaçları rüzgâr mı devirmiş?
- Sınavda kaç paragraf sorusu çıktı?
- Yarın sen de bizimle gelecek misin?
b) Sözde Soru Cümlesi
- Cevap gerektirmeyen soru cümleleridir.
- Biçim bakımından soru cümlesi görünümünde olup soru anlamı taşımayan soru cümleleridir.
- Sözde soru cümlelerinin sonuna soru işareti konur.
- “Kim böyle bir şehirde yaşamak istemez ki?” cümlesindeki soru cevap gerektirmediği için cümle sözde soru cümlesidir.
Aşağıda verilen cümleler sözde soru cümlesi
- Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllar.?
- Gülüm, yiğit olan, yarsiz olur mu?
- Dünya neye yarardı da güzeli olmasaydı?
- Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
- Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
- Kim demiş ki sulara vurulmaz perçin?
4. Ünlem Cümlesi
Bir şaşırma, sevinme, kızma belirten veya seslenme içeren cümllere ünlem cümlesi adı verilir. Örneğin, “Eyvah ne yar ne yar kaldı! cümlesi seslenme içerdiği için ünlem cümlesidir.
- Ne kadar da yaramaz bir çocuk!
- Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın!
- Sakın bir söz söyleme, yüzüme bakma sakın!
“Anlamına göre cümle türleri arasında “gereklilik cümlesi , emir (buyruk) cümlesi”, “koşul cümlesi”, “dilek cümlesi” gibi cümle türleri de vardır.
Ara Söz
- Cümlenin anlamını güçlendirmek ya da bir açıklama yapmak amacıyla cümlenin akışını keserek araya alınan sözlere “ara söz” denir.
- Ara sözler, bir ögeyi vurgulamak, o ögeyi daha iyi açıklamak için kullanılır.
- Bazı ara sözler, açıklayıcısı oldukları ögenin içinde yer alır, cümle çözümlemesinde o ögeyle birlikte alınır.
- Ara sözler, “özne , nesne”, “dolaylı tümleç , edat tümleci” ve “zarf tümleci” gibi ögelerin açıklayıcısı olur.
- “Kalabalıktan biri, yaşlı bir adam, elini kaldırdı.” cümlesinde “yaşlı bir adam” sözü kendisinden önce yer alan “kalabalıktan biri” öznesinin açıklayıcısıdır.
Aşağıda verilen cümlelerde ara sözün hangi ögenin açıklayıcısı olduğu belirtilmiştir.
Cümle | Öge |
---|---|
Anadolu, uygarlıkların beşiği, onu tanıyanları kolayca kucaklar. | Özne |
Recai Bey –otuz beş yaşlarındaki sevimsiz bir adam erkenden evinden çıkmış. | Özne |
Turgutlu’daki evlerine, özlemini çektikleri yere, dönmek istiyorlardı. | Dolaylı tümleç |
Atatürk’ün öldüğü gün, 10 Kasım 1938’de, herkes büyük bir yas tutmuş. | Zarf tümleci |
Çocukları, geleceğin umutlarını, en iyi şekilde yetiştirmeliyiz. | Belirtili nesne |
Senin için, sevgili dostum için, elimden gelen her şeyi yaparım. | Zarf tümleci |
Sait Faik’i, İstanbul hikayecisini, okumayı çok severdi. | Belirtili nesne |
Yaşlı adam onu, kara kuru çocuğu, ağlayarak göğsüne bastırdı. | Belirtili nesne |
Kitap okuyanlardan biri, emekli öğretmen Zeki Bey, ağır ağır yerinden kalktı. | Özne |
Yeşilyurt’taki evlerine, özlemlerini çektikleri hikayelerine, dönmek istiyorlardı. | Dolaylı tümleç |
Sait Faik, İstanbul hikayecisi, hikayelerine konu etmiştir. | Özne |
Garipçiler, Birinci Yeniler, şiirlerinde ölçüyü atmışlardır. | Özne |
Genellikle cümle biçiminde olan ve “ara cümle” olarak da adlandırılan ara sözler, cümle dışı unsurdur, cümlenin hiçbir ögesi olmazlar.
- “Bir sabah –0 sabahı hiç unutmayacağım— penceremin altından bir ses duydum.” cümlesinde “o sabahı hiç unutmayacağım” sözü herhangi bir ögenin açıklayıcısı olmadığı için cümle dışı ara sözdür.
- Beklediğimiz konuklar bu akşam da, emin ol, gelmeyecekler.
- Olaydan sonra, sen de anımsayacaksın, onlarla ilişkimi kesmiştim.
- Ortada hiçbir şey yokken, nasıl anlatayım, bir kavga başladı.
- Ben kalbimden başka yerde, inan, sevgili yârim seni bulamadım.
Ara sözün cümlenin ögesi olup olmadığını anlamanın en kolay yolu, ara söz olarak düşünülen sözün başına “yani” sözcüğünü getirmektir. Sözün başına “yani” sözcüğü getirilebilirse ara söz cümlenin ögesidir.
“Şair, o büyük ağıtçı, ölümü ekti toprağa.” cümlesinde ara söz olan “o büyük ağıtçı” sözünün başına “yani” sözcüğü getirilebilir, bu durumda ara söz cümlenin ögesidir.