2. Dünya Savaşı Sonrası Türkiye
Siyasi Hayat ve Çok Partili Hayata Geçiş
Atatürk Dönemi’nde çok partili hayata geçmek için yapılan çalışmalar başarısız olmuş ve Atatürk’ün sağlığında bir daha deneme yapılmamıştı. Ancak Il. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan değişim Türkiye’yi de etkilemiş, iç ve dış şartların etkisiyle Türkiye’de çok partili hayata geçilmiştir.
Türkiye’de çok partili siyasi hayata geçilmesinde,
- Batı’nın demokratik fikirlerinden etkilenmiş bir kuşağın yetişmesi ve halkın demokrasi talebi
- Uluslararası ortamın elverişli olması
- Hükümetin denetlenmesinin gerekli görülmesi
- Batı dünyasına katılmak için çok partili demokratik sisteme geçilmesinin gerekli görülmesi
- Halkın fikirlerinin tek parti yönetimiyle mecliste yeterince temsil edilememesi
etkili olmuştur.
1945’te Nuri Demirağ tarafından Millî Kalkınma Partisi adıyla muhalefet partisi kuruldu. Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu gibi bazı konularda Cumhuriyet Halk Partisi ile anlaşmazlığa düştüler. Bu nedenle 7 Haziran
1945’te Dörtlü Takrir olarak geçen, ülkede ve parti içinde demokratik ilkelerin işlerlik kazanmasını isteyen bir önerge verdiler.
Parti programında ve bazı kanunlarda değişiklik yapılması tekliflerinin Cumhuriyet Halk Partisi tarafından kabul edilmemesi üzerine partiden ayrılarak 7 Ocak 1946’da Demokrat Partiyi kurdular. Birden fazla partinin katıldığı 1946 yılındaki seçimlerde en fazla milletvekilini CHP kazanmıştır.
Bilgi: Türkiye’de 1946 seçimlerinde ilk kez tek dereceli seçim sistemi uygulanmıştır. Buna karşılık 1946 seçimlerinde açık oy, gizli tasnif yönteminin uygulanması seçimin güvenilirliğine gölge düşürmüştür. 1950 seçimlerinde gizli oy, açık tasnif yöntemi uygulanarak daha sağlıklı bir demokratik seçim ortamı oluşturulmuştur.
1948 yılında Demokrat Partiden ayrılan bir grup milletvekilinin Millet Partisini kurmasıyla mecliste üç parti temsil edilmeye başlanmıştır. 1950’de yapılan seçimlerde ise en fazla oyu alan Demokrat Parti hükümeti kurmuştur. Demokrat Parti 1960’a kadar aralıksız 10 yıl ülkeyi yönetmiştir.
Demokrat Partinin uyguladığı sosyal politikalar, 1947’de başlayan Amerikan yardımlarının bu dönemde artması, II. Dünya Savaşı’nın olumsuz etkilerinin azalması, devletçilik fikrine karşı daha liberal bir ekonomi modelini benimsemesi Demokrat Partinin iktidarda kalmasını kolaylaştırmıştır.
Bilgi: 27 Mayıs 1960’da yapılan askerî darbe sonucunda Demokrat Parti iktidarı sona ermiş, demokrasi kesintiye uğramıştır.
Ekonomik Hayat
- Demokrat Parti döneminde ekonomide liberalizm benimsenmiş, 1947’de Türk parasının değeri düşürülerek ithalat kolaylaştırılmış, bankaların altın satmalarına izin verilmiştir.
- Marshall yardımlarıyla desteklenen tarım hızlı gelişme gösteren alanların başında gelmektedir. Alınan kredilerle yurt dışından makineler alınmış, traktör sayısı ve ekip biçilen toprak miktarı artmıştır. Hava koşullarının da iyi gitmesiyle tarımda hızlı bir büyüme gerçekleşmiştir. Ekonomi DP’nin ilk yıllarında % 11 – 13 oranında büyümüştür.
- 1951’de yabancı yatırımcıyı teşvik için yasa hazırlanmasına rağmen beklenen gelişme sağlanamamıştır. Devlet, yatırımlarda öncü rolünü devam ettirmiştir.
- Ekonomik canlanma dönemi 1954’te sona ermiş, ekonomik büyüme %4’e düşerken dış ticaret açığı artmıştır. 1958’de dış borca ihtiyaç duyularak IMF’den borç alınmıştır.
- 1956 yılında Gümüş Motor A,Ş kurularak tarım sektöründe kullanılan makineler için yerli dizel motor üretimine başlanmıştır.
- Karayolu yapımına önem verilmesiyle otomobil ve kamyon sayısı artmıştır. 1961 yılında millî otomobil üretme fikri doğrultusunda Türk mühendisler tarafından “Devrim” adı verilen ilk yerli otomobil üretilmiş ancak yaşanan bazı aksaklıklar gerekçe gösterilerek seri üretime geçilmemiştir.
Sosyal ve Kültürel Hayat
- Refah seviyesinin yükselmesine bağlı olarak tüketimdeki artış ve alışkanlıkların değişmesi, köyden kente göçün yaşanması, şehirleşmenin hızlanması, kara yollarının gelişmesi sosyal ve kültürel hayatın değişmesine yol açtı.
- Caz başta olmak üzere Rock and Roll ve diğer müzik türleri Türkiye’de etkili olmuştur. Zeki Müren, Müzeyyen Senar ve Neşet Ertaş dönemin ünlü sanatçıları arasındadır.
- Sinemada Batı etkisi hissedilmeye başlanmış, yabancı filmlerden uyarlama birçok film çekilmiştir.
- Roman ve hikayelerde II. Dünya Savaşı’nın getirdiği olumsuzluklar, ülkenin içinde bulunduğu sosyal değişim ve gelişim, gelir dağılımındaki dengesizlik, köyden kente göç ve bunun getirdiği sorunlar sıkça işlenmiştir.
- Yaşar Kemal “İnce Memed” romanını 1955’te yazmıştır. Toplumcu gerçekçi yazarlardan Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz; mizah alanında öne çıkmış, DP ve CHP iktidarlarının baskıcı politikalarına karşı “Markopaşa, Merhumpaşa, Malumpaşa” gibi dergiler çıkarmışlardır.
- 1950’lerde Nâzım Hikmet; toplumsal ve siyasal düşünceleri de şiire yansıtan, yabancı dillere de çevrilen pek çok eseriyle tanınmıştır.
- 1950’lere “İkinci Yeni” grubu içinde yer alan Edip Cansever, Ece Ayhan, Ülkü Tamer, Cemal Süreyya ve Turgut Uyar gibi şairler döneme damgasını vurmuştur. İkinci Yeni grubu, Garipçilerin tam tersine konuşma dilinden uzaklaşarak şiirde duyguya, hayal gücüne ve imgeye önem vermişlerdir.
- Yaşar Doğu güreşte 1946’da Avrupa, 1948’de Olimpiyat, 1951’de de dünya şampiyonluklarını elde etmiştir. 1957’de ise Güreş Millî Takımı Dünya Şampiyonu olmuştur.