Ekonomik Krizler
1987-2001 arası kısa süreli görev yapan hükümetler, kısa vadede ekonomik ve siyasi hedeflere yönelmiş, ekonominin sorunlarını kökten çözmek yerine kısa vadede bütçe dengesizliklerini giderme yolunu tercih etmişlerdir. Bu süreç Türkiye’de ekonomik ve siyasi istikrarsızlıkların birbirini etkilediği dönem olarak karşımıza çıkmıştır.
1994 Krizi ve 5 Nisan Kararları
Vergi gelirlerinin iç borcu ödeyememesi ve iç borç açığını kapatmak amacıyla dış borçlanmaya yönelmesi ve Merkez Bankası’nın birikimlerini kullanmak zorunda kalması Türkiye’de, yüksek enflasyonun ve cari açığın büyümesine, faiz oranlarının %400’ü maşarken enflasyonun %121’e çıkmasına neden olmuştur.
Hükümet ekonomiyi istikrara kavuşturmak, kamu açıklarını kapatmak, ekonomide bir büyüme sağlamak amaçlarıyla IMF’den borçlanma yoluna gitmiş ve 5 Nisan Kararları ile süreç başlamıştır.
5 Nisan Kararları
Döviz kurunun hedeflenen enflasyon oranı ile uyumlu bir şekilde gelişme sağlaması,
Hazine ve diğer kamu kuruluşlarının Merkez Bankasından kredi kullanımlarına sınırlama getirilmesi,
Kamu açıklarının denetim altına alınması,
Bütçe açıklarının süratle kapatılması amacıyla akaryakıt vergisinden bütçeye aktarılan payın %50’den %70’e çıkarılması,
Kamuda personel alımlarının durdurulması öngörüldü.
2001 Krizi
Dönemin başbakanı Bülent Ecevit ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer arasındaki Millî Güvenlik Kurulu’ndaki anlaşmazlık Türkiye’de siyasi ve ekonomik krizi derinleştirmiştir.
Faiz oranları gecelik %7500’e çıkarken borsa %15 oranında düşmüş, kamu bankaları açık verirken birçok banka batmıştır. Bu gelişmeler üzerine Türkiye’de dalgalı kur sistemine geçilmiş, ABD doları iki kattan fazla artarak Türk lirası değer kaybetmiştir.
Krizle baş edemeyen hükümet IMF’ye gitmiş ve dünya bankası başkan yardımcılarından Kemal Derviş kurtarıcı olarak görülmüştür.
2008 Krizi
ABD’de başlayan ve giderek dünya ülkelerine yayılan ekonomik kriz konut sahiplerinin ipotekli konut kredilerini ödeyememeleri üzerine bankalar ve finans kuruluşlarında başlayan sorunların derinleşmesiyle ortaya çıkmıştır.
AB ülkeleri bu krizden etkilenirken kriz Türkiye’yi çok fazla etkilememiştir. Bunun sebebi ise Türkiye’de yatırım bankacılığının olmaması ve bankacılık sisteminin ABD ve AB bankaları gibi krizden doğrudan etkilenmemesidir.
Merkez bankası faizleri düşürerek krizin etkilerini azaltma yoluna gitmiş buna rağmen Türk ekonomisi 2009’da % 4.8 küçülmüştür.