1990 Sonrası İç ve Dış Tehditler Tyt-Ayt Tarih

iç Tehditler

İç tehditler “Devletin bağımsızlığını, millet ve ülke bütünlüğünü, huzur ve güven ortamını bozmaya yönelik” fikir ve eylemlerdir. Devlet düzenini değiştirme çabaları iç tehditler arasındadır.

“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.” anlayışının zorlama yorumlarla halk arasında ötekileştirme propagandalarının yapılması, “vatandaşlık bağı ile bağlı olmaya” dayalı “Türk Milleti” ifadesi, Türk olmayan ve kendini Türk hissetmeyenlerce iç tehdide dönüştürülebilmektedir.

1978 de Ermeni Asala örgütünün uzantısı olarak Beyrut’ta kurulan PKK, ilk eylemini Eruh’ta 1984 de yapmış ve günümüze kadar da on binlerce masum sivil ve devlet görevlilerinin ölümüne neden olmuştur.

Son yıllarda konjonktürel gelişmelerin de etkisiyle Türkiye’nin en uzun sınırı olan Suriye sınır hattında “terör koridoru” kurma amacıyla PYD/YPG gibi PKK uzantısı terör örgütleri Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit etmiştir.

Türkiye ulusal güvenliğini korumak ve terörün oluşturduğu tehdit ve tedhiş hareketlerini önlemek için Suriye’nin El-Bab, Cerablus ve Afrin gibi bölgelerine Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları düzenleyerek gerek Suriye halkının huzur ve güven içerisinde evlerine dönmesi gerekse de Türkiye’nin egemenlik haklarını koruması amacına hizmet etmektedir.

Dış Tehditler

Türkiye jeopolitik konumundan dolayı birçok devletin tehditi altındadır. Yunanistan ile karasuları, Suriye ile Hatay Sorunu dış tehditlere verilebilecek örneklerdir.

Türkiye aleyhine yürütülen propagandalar dış tehditin var olduğunun göstergesidir. 1915 olayları üzerinden Ermeni Diasporası’nın sürdürdüğü “sözde soykırım iddiaları” paralelinde faaliyet gösteren Ermeni Asala Örgütü ile bu örgüt üyeleri ile faaliyetleri kesişen PKK terör örgütünün, ülkenin varlığına, toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına zarar verecek nitelikteki eylem ve faaliyetlerinde dış ülkelerden destek bulabilmeleri Türkiye Devleti’nin küresel bir oyuncu olmasını önlemeye yönelik dış tehditlerdendir.

Türkiye Devleti’nin AB ile müzakere sürecinde özellikle “Kıbrıs Sorununun” büyük bir koz olarak kullanılması, “Büyük Türkiye’nin” güçlenmesini engellemeye yönelik dış tehdit unsurları arasında sayılabilir.

Son zamanlarda gelişen teknolojiye bağlı olarak görsel ve yazılı basın ile iletişim amaçlı kurulan siteler üzerinden yapılan dezenformasyon da yeni yeni dış tehdit kategorileri içine girmeye başlamıştır.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

1990 Sonrası İç ve Dış Tehditler Tyt-Ayt Tarih Konu Anlatımı Özet