Göçler ve Sosyal Hayat
1960 sonrası Türkiye’de sosyal hayattaki değişimin en önemli göstergesi iç göçlerdir. Genel olarak köyden kentlere görülen bu göçlerin yaşanmasında;
- Hızlı nüfus artışı,
- Tarım alanlarının yetersizliği,
- Modern tarıma bağlı olarak köylerde iş gücüne duyulan ihtiyacın azalması,
- Kentlerdeki gelişmiş eğitim, sağlık ve kamu hizmetlerinden köylülerinde yararlanmak istemesi,
- Ulaşım imkânlarının köyden kentlere göçü kolaylaştırması
durumları belirleyici olmuştur.
BİLGİ: 1960 – 1980 yılları arasında Türkiye’de köyden kentlere göç;
gecekondulaşma (çarpık kentleşme),
şehirlerde işsizlik ve konut gereksinimi,
durumlarına neden olmuştur.
Garipçiler akımına karşı ortaya çıkan “İkinci Yeni Akımı” 1960’lıların ortasına kadar etkisini göstermiştir. Edip Cansever, İlhan Berk, Cemal Süreyya, Sezai Karakoç gibi önemli temsilcileri görülmüştür.
1960’tan önce kurulmalarına rağmen Dormen Tiyatrosu ve Kent oyuncuların oluşturduğu Birleşik Sanatçılar Topluluğu 1960’Iı yıllarda batı modelindeki özel topluluklara öncülük etmiştir. Gülriz Sururi – Engin Cezzar, Nisa Serezli – Tolga Aşkıner toplulukları bazılarıdır.
Zeki Alasya ve Metin Akpınar tarafından kurulan Devekuşu Kabere Tiyatrosu günlük konuların eleştirel bir biçimde ele alındığı müzikli güldürülerle ön plana çıkmıştır.
Türk sinemasının toplumsal sorunlara ağırlık vererek sosyal içerikli konuları güldürü yolu ile işleyen Metin Akpınar, Zeki Alasya, Münir Özkul, Kemal Sunal, Adile Naşit, Şener Şen gibi sanatçılar ön plana çıkmıştır.
Başrolünü Orhan Gencebay’ın oynadığı “Bir Teselli Ver” ile birlikte başlayan arabesk filmi tarzı seyircinin beğenisini kazanmıştır. Aynı zamanda Orhan Gencebay’ın “Batsın Bu Dünya” şarkısı bu dönemin sosyo-ekonomik buhranlı yıllarına tepkinin ürünüdür.
1963’te Metin Erksan’ın “Susuz Yaz” filmi Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı” ödülünü kazanmıştır.
1964’te Türk Sineması ilk kez Antalya Film Festivali’ni düzenlemeye başlamıştır. “