1960 sonrası Türkiye’de Yaşanan Siyasi, Ekonomik ve Sosyal Gelişmeler
1960 sonrası Türkiye’de Yaşanan Siyasi Gelişmeler
1960 yılının başında üniversitelerde başlayan ve güvenlik güçleriyle çatışmalara kadar varan olaylar yaşandı. 27 Mayıs 1960 günü bir grup subay Demokrat Parti iktidarını devirerek yönetime el koydu.
Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes ile Demokrat Parti ileri gelenleri Yassıada’da kurulan mahkemeye sevk edildi. Mahkeme yargıladığı 538 kişiden 15’ine idam, 31 ‘ine müebbet hapis ve çok sayıda mahkumiyet kararı verdi.
27 Mayıs darbesinden sonra kurulan Millî Birlik Komitesi dönemin bazı hukukçularından oluşan “Bilim Kurulu”na anayasa yapma görevi verdi. 9 Temmuz 1961 ‘de halk oylamasına sunulan anayasa % 61.5 evet oyu ile kabul edildi.
1961 Anayasası ile,
- Temel hak ve özgürlükler genişletildi (grev hakkı, sendika kurma hakkı, basın yayın vb.)
- Anayasa Mahkemesi kurularak yargı bağımsızlığı sağlanmaya çalışıldı.
- Yasama – yürütme ve yargı organları birbirinden ayrılarak “Güçler Ayrılığı” ilkesi gerçekleştirildi.
- TBMM ve Cumhuriyet Senatosu olmak üzere iki meclisli sisteme geçildi.
- “Sosyal devlet” ilkesi ve “sosyal adalet” kavramı önem kazandı.
Anayasanın kabul edilmesinden sonra genel seçimler yapıldı. Seçimler sonunda 450 üyeli Millet Meclisi’nde CHP 173, Adalet Partisi 158, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi 54 ve Yeni Türkiye Partisi 65 milletvekili kazandı. Hiçbir parti çoğunluğu sağlayamadığından CHP ile AP Türkiye’nin ilk koalisyon hükûmetini kurdu.
Adalet Partisi (AP), 1962’de yapılan yerel seçimlerden ve 1964 Haziranında yapılan Cumhuriyet Senatosu kısmi seçimlerinden birinci parti olarak çıktı.
1965 seçimlerini de Süleyman Demirel liderliğindeki AP kazandı. 27 Ekim 1965’te başlayan Adalet Partisi iktidarı, 12 Mart 1971 Askerî Muhtırası ile sona erdi. Ordunun verdiği muhtıra sonucunda Başbakan Demirel istifa etti ve CHP milletvekili Nihat Erim başbakanlığa getirildi.
Ülkede sıkıyönetim ilan edildi. Anayasada değişiklikler yapılarak temel hak ve özgürlükler kısıtlandı. 1973’te AP ve CHP’nin uzlaşması ile Fahri Korutürk cumhurbaşkanı seçildi.
1966’da CHP Genel Sekreterliğine seçilen Bülent Ecevit, etkili bir muhalefet sonunda 1972 yılında CHP genel başkanı seçildi. “Ortanın Solu” sloganı ile açılım yapan Ecevit’in ılımlı ve demokratik tavırları partiye olan ilgiyi artırdı.
1973 seçimlerinden sonra Ecevit başbakanlığında CHP – MSP koalisyon hükümeti kuruldu. Bu hükûmet, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın düzenlenmesini sağladı. Ancak, Başbakan Ecevit’in Eylül 1974’te istifası üzerine hükümet bunalımları yaşandı.
68 Hareketi: 1968, dünya gençliğinin demokrasi adına başkaldırı yılı olmuştur. Gençlik hareketleri, Batı Avrupa’yı, Kuzey Amerika’yı, Orta Doğu’yu, bazı Asya ülkelerini ve hatta Doğu Bloku ülkesi olan Çekoslovakya’yı etkilemiştir. Bu hareketlilik Türkiye’de daha önceki yıllarda başlamış olan gençlik hareketlerine ivme kazandırmış, özellikle üniversite gençleri arasında eylemler hızla tırmanışa geçmiştir.
1977 seçimleri de ülkede siyasi istikrarın oluşmasını sağlayamadı. Ecevit ve Süleyman Demirel’in kurduğu hükümetler uzun süre devam etmedi. Öğrenci olayları, işçi hareketleri, anarşi ve terör olaylarının artması ülkede ciddi güvenlik sorunları ortaya çıkardı. 1980’de meclis yeni cumhurbaşkanını seçemedi.
Ülke bütünlüğünün ve iç güvenliğin ciddi tehdit altında olduğunu öne süren ordu, 12 Eylül 1980’de siyasete müdahale etti. Kenan Evren başkanlığındaki Millî Güvenlik Konseyi yönetime el koydu. 1961 Anayasası rafa kaldırıldı, Demirel Hükümeti görevden uzaklaştırıldı, parlamento dağıtıldı, siyasi partiler kapatıldı. Siyasilerin bazıları yargılanarak çeşitli cezalara çarptırıldı, ancak idam cezası verilmedi. Askeri yönetimin gözetiminde hazırlanan 1982 Anayasası %92 oy oranı ile kabul edildi.
1982 Anayasası ile,
- Cumhuriyet Senatosu kaldırılarak tek meclis sistemi benimsendi.
- Cumhurbaşkanına tanınan yetkiler artırıldı.
- Yüksek Öğrenim Kurulu (YÖK) oluşturuldu.
Türkiye’de 1980 yılındaki askeri darbe sonucunda toplumsal alanda değişiklikler olmuş, yeni hazırlanan Anayasa çerçevesinde tüm kurumlar yeni bir yapılanma sürecine girmiştir. Bu doğrultuda kapatılan siyasi partilerin yerine yeni partiler kurulmuştur. 1982 Anayasası’nda öngörüldüğü şekilde, Kasım 1983’te genel seçimler yapılmış, seçimleri Turgut Özal’ın liderliğindeki Anavatan Partisi kazanmıştır. 6 Eylül 1987 günü yapılan referandumdan “evet” sonucunun çıkmasıyla Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ın siyasi yasakları kaldırılmıştır.
1960 sonrası Türkiye’de Yaşanan Ekonomik Gelişmeler
Türkiye, 1959’da Avrupa Ekonomi Topluluğu’na üye olmak için başvuruda bulundu. Bu doğrultuda 1963’te Ankara Antlaşması imzalandı. 1960’tan sonra ithal edilen tüketim mallarının ülkede üretimini amaçlayan politikalar sanayinin gelişmesini sağladı.
1962’den sonra Türkiye’de “Beş Yıllık Kalkınma Planları” uygulamaya konuldu. 1970’li yıllarda uygulanan “ileri ithal ikameci model” ile buzdolabı. televizyon gibi dayanıklı tüketim malları ile otomobil üretilmeye başlandı. 1962 -1976 yılları arasında düzenli bir büyüme sağlandı.
Ekonomide ithalata bağımlılık ve ihracatta durgunluk yaşanmasına rağmen 1960’li yıllarda Avrupa’ya giden işçilerimizin ülkeye döviz transferleri ekonomiye önemli katkılar sağladı.
Türkiye ekonomisi 1970’lerde enflasyon ve dış ödeme güçlükleri yüzünden zor günler geçirdi. İstikrarsız koalisyon hükümetleri, Amerikan ambargosu, petrol krizi ve işçi dövizlerindeki gerileme gibi nedenlerden dolayı ekonomi biraz geriledi. Karaborsa yaygınlaştı. Türk lirasının değeri hızla düştü.