17.Yüzyıl Osmanlı Feodal Düzen- Ayanlık,Eşfraflık Tarih 11.Sınıf


Kategoriler: 11. Sınıf Tarih, Tarih
Cepokul

MERKEZİYETÇİLİKTEN FEODAL DÜZENE

Ayanlık – Eşraflık

Osmanlı Devleti güçlü merkezi otoriteye sahip bir devlet olmuştur. Üç kıtada hatırı sayılır ölçüde egemenlik kuran bu devlet 1453’ten itibaren İstanbul’dan idare edilmiştir. Sarayın kubbelatı denilen kısmında toplanan Divanıhümayun günümüzün bakanlar kuruluna benzer yönetim merkezidir. Divan teşkilatı Orhan Bey Dönemi’nden itibaren padişah başkanlığında toplanmıştır.

Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nden itibaren divan başkanlığı sadrazamlara bırakılmıştır. Artık divan bir karar organından çok bir danışma organına dönüşmüştür. Divanda devletin temel sorunları, politikaları görüşülmüş, alınan kararlar sadrazam tarafından arz odasında padişahın onayına sunulmuştur. Kimi zaman divanda görüşülen konular bir karara bağlanamamış bu durumda İkindi namazından sonra sadrazamın konağında yeni bir toplantı yapılmıştır. buna ikindi divanı denilmiştir. Zaman içerisinde devletin yönetim merkezi kağıt üzerinde Topkapı Sarayı gözükse de fiiliyatta devlet, Paşa Konağı- Bab—ı Ali- Sadaret de denilen merkezden idare edilmiştir.

XVII. yüzyılda en geniş sınırlara ulaşılmış bunun sonucunda diplomatik ilişkiler de artmıştır. Kuruluş sürecinde iç ve dış yazışmalardan sorumlu divan üyesi olan nişancı ve ona bağlı kalemlerle ilgili yeni bir yapılanma ortaya çıkmıştır. Artık reisülküttap denilen görevli nişancıdan bağımsız olarak bir makam haline gelmiş ve tamamen dış politikaya yönelmiştir. Daha önceki ünitelerde bahsettiğimiz üzere yönetimde üç önemli teşkilat görev yapmaktaydı. Bunlar seyfiye, ilmiye ve kalemiye teşkilatlarıdır. Nişancı, reisülküttap, divan kalemleri kalemiye mensubuydular. Bu makamların önemi arttıkça bu görevlilerinde de önemi artmıştır. Buna karşılık askeri ve idari işlerden sorumlu seyfiye teşkilatı her geçen gün eski önemini kaybetmiştir.

Osmanlı Devleti ne denli merkezi yönetimi güçlüyse bir o kadar da taşra idaresi güçlüydü. Sınırların genişlemesine paralel olarak oluşturulan taşra idaresi ilk olarak I. Murat Dönemi’nde önemli bir örgütlenmeyi gerçekleştirerek Rumeli Beylerbeyliği kuruldu. I. Bayezid Dönemi’nde de Anadolu Beylerbeyliği oluşturuldu.

Taşrada idari örgütlenme büyükten küçüğe şöyle sıralanmıştı. Eyalet-sancak-kaza ve köy. XV. yüzyıla dek eyaletlerde tımar sistemi uygulanmaktaydı. Fatih Dönemi’nden itibaren iltizam sistemi de uygulanmaya başlanmıştı.

XVII. yüzyıldan itibaren seferlerin uzun sürmesi, toprakların boş kalması, dirliklerin usulüne uygun dağıtılmaması, merkez ve taşra idarlerinde görülen olumsuzluklar, mali durumun kötüye gitmesi gibi nedenlerden dolayı iltizam sistemi yaygınlaşmıştır. Bu sistem daha önce belirttiğimiz gibi kısa vadede sorunlara çözüm olmuşsa da uzun vadede ülkenin zararına olmuştur. Mültezimler devlete muaccele denilen peşin parayı verdikten sonra halktan vergileri kendilerine toplamışlardır. Bu da suistimalleri doğurmuştur. Her geçen gün güçlenen mültezimler artık 1 ya da 3 yıllığına değil bir ömür karşılığında devlet arazilerinin vergi toplama hakkını üstlenmişlerdir. Bu uygulamaya malikane uygulaması denilmiştir.

XVIII. yüzyıldan itibaren yaygınlaşan malikane sistemi bir çeşit feodal yapılanmayı ortaya çıkarmıştır. Malikane sahibi olan mültezimler bir çeşit devlet içinde devlet gibi hareket edebilmişlerdir. Devletin vergi ve asker toplama yetkilerine müdahale edebilmişlerdir. Bundan dolayıdır ki III. Selim’le başlayan mültezimlerle mücadele II. Mahmut Dönemi’nde resmi olarak kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Sultan Mahmut’un Ayanlar denilen mültezimlerle imzaladığı Sened-i İttifak bu amaç doğrultusunda ortaya çıkmıştır. Ayan Arapçada göz anlamına gelen ayn kelimesinden türemiştir. Ayan, terim olarak gözler demektir. Yani halk arasında devleti halka, halkı da devlete karşı savunan görevlilerdi.

Malikane sisteminden başka bir de esham uygulaması vardı. Esham pay demektir. Devlet iç borçlanma kanununu III. Mustafa Dönemi’nde çıkarmış borcu da 1775’te Galata bankerlerinden almıştı. Bankerlere aldığı borcun karşılığında devlet gelirlerinin kar eden kalemlerinden pay vermiştir. Bunu resmiyete dökmek adına devlet borç aldığı varlıklı kimselere belgesenet vermek durumunda kalmıştır. Bunlara esham senetleri’
denilmiştir.


Liselere Giriş Sınavı (LGS)
15 Haziran 2025 Pazar

Temel Yeterlilik Sınavı (TYT)
14 Haziran 2025 Cumartesi

Alan Yeterlilik Sınavı (AYT)
15 Haziran 2025 Pazar