XVII. Yüzyıl İç İsyanları Nedenleri ve Sonuçları Tarih Ayt
XVII. YÜZYILDA İÇ İSYANLAR
İstanbul (Merkez) İsyanları
İstanbul’da Kapıkulu askerlerinin çıkardığı isyanlardır.
Nedenleri:
- Yeniçerilerin, maaşlarını zamanında alamamaları ve maaşlarının ayarı düşük akçeyle ödenmesi
- Merkezi otoritenin bozulması
- Ulema sınıfı ve halkın zaman zaman kendi çıkarları için orduyu desteklemesi
- Bazı devlet adamlarının ve saray kadınlarının orduyu kışkırtmasıdır.
XVII. yüzyılda İstanbul’daki isyanların en önemlileri; III. Murat, II. Osman, IV. Murat ve IV. Mehmet dönemlerinde çıkmıştır.
IV. Mehmet döneminde; ayaklanan Kapıkulu askerleri, öldürülmesini istedikleri otuzdan fazla devlet adamını Sultan Ahmet Meydanı’ndaki çınar ağaçlarına astılar. Tarihte bu olaya Çınar Vakası (Vaka-i Vakvakiye) denilmektedir.
Bu isyanların Sonuçları:
- Merkezi otorite daha da sarsılmıştır.
- Yeniçeriler devlet içinde önemli bir güç olduklarını görmüşlerdir.
- Yeniçeriler kuruluş amaçlarından uzaklaşmışlar ve “Ocak devlet içindir.” anlayışı yerine ”Devlet ocak içindir.” anlayışıyla hareket etmişlerdir.
Anadolu (Celâli) İsyanları
Anadolu’da ekonomik nedenlere dayalı olarak çıkan bu isyanlara Celâli İsyanları denir.
Celâli isyanlarının başlıcaları şunlardır: Karayazıcı İsyanı, Deli Hasan İsyanı, Kalenderoğlu İsyanı, Tavil Ahmet İsyanı, Canbolatoğlu İsyanı, Abaza Mehmet Paşa İsyanı ve Vardar Ali Paşa İsyanı’dır.
Nedenleri:
- Halktan alınan vergilerin artırılması
- Vergilerin toplanmasında ortaya çıkan sıkıntılar ve köylünün toprağı terk etmesi
- Tımar Sistemi’nin bozulması
- Anadolu’da güvenliğin kalmaması ve toplumsal huzurun bozulması
- Haçova Savaşı’ndan kaçan 30 bin askerin Anadolu’ya dağılarak eşkıyalığa başlaması
- Bu isyanların sonucunda Anadolu’da dirlik ve düzen bozuldu, köylülerin bir kısmı topraklarını terk ederek şehirlere göç etti ve üretim azaldı.
Eyalet isyanları
Eflak, Boğdan ve Erdel gibi bazı imtiyazlı eyaletlerde çıkan isyanların karakteristik özelliği ekonomiktir. Ayrıca Mısır, Suriye, Hicaz ve Trablusgarp’ta bazı Yeniçeri zorbaları ve yöneticiler devlete başkaldırarak yarı bağımsız idareler kurmaya çalışmışlardır.
XVII. yüzyıldak topraklarını bu kadar genişletmiş ve büyütmüş olmasına rağmen Osmanlı Devleti’nde bazı iç ve dış karışıklıklar da yaşanmaya başlamıştı. XVII. yüzyıldaki ayaklanmalarda özellikle merkezî otoritenin zayıflamasının etkileri görülmektedir. Merkezî otoritede zayıflamanın en önemli nedenlerinden biri de bu dönemde veraset sisteminde yaşanan değişimdir. I. Ahmet ile beraber uygulanmaya başlanan ve sistemi ile taht kavgaları engellenmek istenmiş ancak şehzadelerin sancağa çıkma usulleri ortadan kalkmıştır. Şehzadeler hayatlarını Topkapı Sarayı’nda geçirmeye başladıkları için bu yeni sistem ile hem halkı tanımıyor hem de yönetim tecrübesi edinmeden tahta çıkıyorlardı. Padişah olunca da otorite kurmakta zorlanıyorlardı. Saray kadınları ve diğer devlet adamlarının etkisinde kalan padişahın bu durumu devlet yönetiminde sıkıntı doğuruyordu.