XV. YÜZYILDAN İTİBAREN AVRUPA’DA MEYDANA GELEN BİLİMSEL GELİŞMELER
1469 – Machiavelli: İtalyan düşünür, siyaset bilimcidir. Devletlerarası ilişkilerde önemli olanın devletin ulusun menfaatidir. Zafere giden her yol mubahtır anlayışının benzeridir. Prens adlı kitabında siyasette devlet çıkarlarının belirleyici olması gerektiğini savunmuştur.
1473 – Copernicus : Polonyalı astronom ve matematikçidir. Kopernik dünyanın ve diğer gezegenlerin güneş etrafında döndükleri kuralını açıklamıştır. Aynı zamanda bir rahip olan Kopernik kilise baskısına rağmen bu fikirlerini ifade etmekten kaçınmamıştır.
1478 – Thomas More : Thomas More 1478 – 1535 İngiliz yazar, siyaset bilimcidir. İngiltere’de kralın en yakın konumuna kadar yükseldi. Dini konularda kral ile ters düştü. Krala bağlılık yeminini reddetti. İdam edildi. Ölümünden 400 yıl sonra affedildi. Aziz ilan edildi.
1561 -Bacon : İngiliz filozof ve devlet adamıdır. Bilimsel çalışmalarda deney ve gözlemi ön plana çıkaran bir düşünceyi savunmuştur. Bilimin insanları aydınlatma ve geliştirme işlevini öne çıkarmıştır. Ona göre bilim doğanın özüne inmelidir. Kendisi yaptığı deneyler ve gözlemlerle doğada olup biteni kavramaya çalışmıştır. Denemeler, Yeni Atlantis, Büyük Yeni Düzen ve Bilimin İlerlemesi eserlerinin sahibidir.
1564-Galileo : Modern fiziğin ve teleskobik astronominin kurucularındandır. Ticari alanda kullanılan pusula ilkel bir termometre kalp atışı ölçümü için bir sarkaç ve en önemlisi gelişmiş teleskopu icat etmiştir. Gezegenler ve diğer gök cisimleriyle ilgili çalışmalar yapmıştır. En önemli eseri iki Kainat Sistemi Üzerine Konuşmalar’dır.
1571-Kepler: Alman gök bilimci, fizikçi ve matematikçidir. Dönemin ünlü astronomu Brahe ile çalışmalar yapmıştır. Rudolf’un Cetvelleri isimli kitabında gezegenlerle ilgili temel özelliklerinin yer aldığı tablolar yayımlamıştır. Çağdaş astronominin kurucusudur.
1596—Descartes : Fransız matematikçi, bilim adamı ve filozoftur. Modern felsefenin öncüsüdür. Felsefeyi “sağduyu dünyada en iyi bölüştürülmüş şeydir’ şeklinde tanımlamıştır. Ona göre fizik, insanlara yardım edecek makine sanatı; tıp, vücudu ve ruhu iyileştirme sanatı; ahlak ise mutluluğa ulaşma sanatıdır. Şüpheci bir kişiliği vardı. Düşünmeyen şüphe edemez. Düşünmek var olmanın göstergesidir. “Düşünüyorum o hâlde varım” meşhur ifadesi Descartes’e aittir.
1623—Pascal : Fransız matematikçi, fizikçi bilim adamıdır. Hesap makinesinin mucididir. Geometride kullanılan paskal üçgenini bulmuştur.
1643-Newton : Matematik ve fizik alanında önemli bir bilgindir. Yer çekimi kanunu bulmuştur. Optik alanında önemli çalışmalar yapmıştır.
Kendini tarif ediş şekli ilginçtir;
Ben, keşfedilmemiş şeyler önüme serildiğinde, denizin kıyısında oynayan bir çocuk gibiyim…
Bu ifadede ciddi anlamda bir tevazu yatmaktadır.
Not: Benzer ifade İmam Azam Ebu Hanife’ye aittir.
Şöyle demiştir;
Bilmediklerimi ayağımın altına dizsem başım bulutlara değer.
1694-Voltaire : ‘Tanrı beni dostlarımdan korusun. Düşmanlarımdan ben kendimi korurum.
Fransız Devrimi’nin Ftousseau ile birlikte fikir babalarındandır. Fikirleri yüzünden ateistlikle suçlanmasına karşın kendinin ısrarla deist olduğunu iddia etmiştir.
Ateist: Tanrı tanımaz kişiler için kullanılır.
Deist: Tanrı inancı olan buna karşın peygamber, kitap ve din inancı taşımayan kimselerdir.
Kilise ve din adamlarını eleştirdiği gibi dönemin siyasilerini de kıvrak zekası ile sürekli iğnelemiş yani rahatsız etmiştir.
1712—j.i Rousseau : Fransız bilim adamıdır. Sanat, edebiyat, müzik ve siyasetle ilgilenmiştir. Toplumu bilinçlendirmeye çalışmıştır. En önemli eserleri arasında Toplum Sözleşmesi, Yalnız Gezenin Düşleri ve İtiraflar yer alır. Fransız Devrimi’nin önemli fikir öncülerindendir. İnsan her şeyden önce insan olmalı sonra bir meslek, inanç belirleyebilir. Ona göre bir çocuk bir meslek için değil sadece insan olması için yetiştirilmelidir.
Bu anlayış Anadolu’da “Önce İnsan sonra Müslüman” tarzında da göze çarpmaktadır.
1724-İ. Kant : Bir kişiden ümit ve uykuyu alın; dünyanın en bahtsız ve en perişan insanı haline gelir.
Alman fizik, matematik ve felsefecidir. Bilginin denenmeden sahip olunamayacağını söyleyerek mantığı kullanmanın önemini de vurgulamıştır.