HOCA DEHHANİ (?-?) (Anadolu Sahası)
Anadolu’daki din-dışı divan edebiyatının kurucusu ve ilk temsilcisi kabul edilir.
Çağdaşları gibi dini-tasavvufî konularda şiir yazmayıp aşk, şarap ve tabiat konularını işlemiştir.
Oğuz Türkçesini kullanan sanatçının elimize geçen şiirleri 1 kaside, 7 gazelden ibaret olup toplam 79 beyittir.
Selçuklu Şehnamesi (Selçukname) adlı 20.000 beyitlik Farsça mesnevisi olduğu rivayet edilir ancak eser günümüze ulaşmamıştır.
MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ (1207- 1273)
Mutasavvıf şairlerin en ünlü olan Mevlana, eserlerinde tasavvuf düşüncesini işlemiştir.
Şems-i Tebrizi ile tanıştıktan sonra tasavvuf yoluna girmiştir. Ona göre Allah aşkı insan ruhunu temizleyip yüceltir.
Mevlana: “Ölüm Allah’a kavuşmadır. Benim öldüğüm gece, bir düğün gecesi, en büyük sevgiliye kavuşma anlamında bir vuslat gecesi olacaktır.” Ölümü, “şeb—i arus”a (düğün gecesi) benzetmiştir. .
Yaşamını “hamdım, piştim, yandım” sözüyle açıklamıştır.
Bütün eserlerini Farsça yazmış, bazı şiirlerinde Türkçe dize ve sözcüklere yer vermiştir.
Eserleri
Divan-ı Kebir: Gazel ve bazı değişik şekildeki şiir ve rubailerini içeren büyük eseridir.
Mesnevi: 6 ciltten oluşan eserin asıl adı “Mesnevi-i Manevi”dir. Eser, yaklaşık 26.000 beyittir. Mevlana, on
sekiz beyit yazıp bıraktıktan sonra Hüsamettin Çelebi’nin ısrarıyla esere tekrar başlamış ve eserin geri kalan kısmını o söylemiş, Hüsamettin Çelebi yazmıştır. İsmini aldığı mesnevi nazım biçimiyle yazılan eser, Mevlana tarafından Hüsamî—name adı ile de anılır. Eser, tarikata mensup olanları, acemileri ve toplumu eğitmek amacıyla yazılmıştır. Kaynak olarak hadis ve Kur’an-ı Kerim’e dayanır, eserde Kelile ile Dimne ve Mantıku’f-Tayr’dan hikâyelere de yer verilmiştir.
Rubailer: Yüksek anlamlar, ince, derin mazmunlar vardır.
Fihi Ma Fih: “Ne varsa onda var” anlamına gelir. Mevlana’nın sohbetleri esnasında sorulan sorulara verdiği cevaplara; tasavvuf, din, ahlak ve felsefe ilgili görüşlerini anlattığı, dünya, insan ve şiir anlayışından söz ettiği konuşmalara yer verir. Eser, nesirdir. 72 bölümdür. 6’sı Arapça, gerisi Farsça olmak üzere 72 bölümdür. Sultan Veled ve ona bağlı kimseler tarafından tutulan notlar olup vâkıât (biyografi) türünün Anadolu’da ilk örneğidir.
Mecalis-i Seba: “Yedi meclis” anlamına gelir. Mevlana’nın yedi vaazı yer alır. Farsça-Arapça mensur eseridir.
Mektubat: Mektubat, “mektuplar” anlamına gelir. 147 mektuptan oluşur, yazıldıkları yıllarla ilgili önemli bilgiler verir.
SULTAN VELED (1226-1312) (Anadolu Sahası)
Mevlana’nın oğludur. Babasının fikirlerinin etkisiyle yazan, babasının düşüncelerini yaymaya çalışan Sultan Veled, Mevlevilik tarikatını sistemleştirmiştir.
İlk Mevlevi dergâhını açarak 1265’te şeyh olmuş, vefatına kadar bu görevi sürdürmüştür.
Farsça yazmakla birlikte Türkçe şiirler de yazmıştır, Türkçe şiirleri Eski Anadolu Türkçesinin ilk örneklerinden sayılır.
Eserlerinde tasavvuf düşüncesini işlemiştir.
Eserleri
Divan: Eserde Türkçe-Farsça-Rumca yazılmış mülemma (karışık dilli) şiirleri vardır.
İhtida-name, Rebab-name, İntiha-name: Farsça mesnevileridir.
Maarif: Farsça mensur bir eserdir. Dini ve ahlaki öğütler içerir.